Uzun zamandır görmek istediğimiz Bursa’ya gitmek için bir Pazar
sabahı İstanbul’dan 07.00’deki otobüse bindik, 3 saatlik bir yolculukla
Bursa terminaline vardık. Otobüs terminali, aynı zamanda pek çok
markanın ve renk renk tabelaların olduğu kestane şekeri satış yeri
diyebileceğimiz bir yer. Terminal çıkışında belediye otobüsleri kalkıyor
şehir merkezine. Bunlardan birine binip Ulu Cami merkeze gittik.
Hedefimiz öncelikle Uludağ eteklerine kurulan Cumalıkızık’a gidip
kahvaltı yapmak ve köyü gezmek...
Son zamanlarda adını köyde
çekilen dizileriyle daha çok duymaya başladığımız aslında 700 yıllık bir
Osmanlı köyü Cumalıkızık. Kızık köyleri içinde en çok tanınanı,
yerli-yabancı en çok turist çekeni. Bursa şehir merkezinden 90 dakikada
bir kalkan 22A otobüsüyle ulaşılabiliyor. Cumalıkızık’ta otobüsten
inilen son durak, köyün de başlangıcı. Köyün başında köy ürünlerinin
satıldığı tezgahlar sıralanıyor.
Arkalarında ise yine köylülerin bahçelerine masalar atarak köy
kahvaltısı sundukları evleri uzanıyor. Boş masası olan bir tanesine
gidip oturuyoruz hemen. Hemen hemen bir çok köyde olduğu gibi yerel
halkın işletmeciliğe soyunduğu yerlerde doğallık arıyorsanız
buluyorsunuz ama konfor ve hız arıyorsanız pek bulamıyorsunuz. Bize
sıranın gelmesini beklerken zamanımız kısıtlı olduğundan bu süre
uzadıkça biraz canım sıkılsa da keyifli bir kahvaltının da gezinin bir
parçası olduğuna ikna ettim kendi kendimi. Nihayet, evde yapılmış köy
ürünleri, tereyağında yumurta ve çok güzel haşhaşlı-cevizli ekmekle
(dışarıda satılıyor, dönerken mutlaka almalıyım!) güzel bir kahvaltı
sonrası köyde yürüyüşe çıktık.
Parke
taşlı daracık yollarda iki-üç katlı sarı, beyaz, mavi, mor boyalı
cumbalı evleri izleyerek köyün tepelerine doğru çıktık. Evlerin bazıları
restorasyon görmüş ve kurtarılmış, bazılarıysa oldukça kötü durumda.
Girişteki yerler dışında köyün üstlerinde de bahçe içinde oturulabilecek
yerler var hepsi de tıklım tıklım dolu.
Bütün
ara sokaklara gire çıka köyü gezip farklı yoldan tekrar meydana
geldiğimizde otobüsün kalkmak üzerine olduğunu görünce aceleyle iki
ekmek alıp kendimizi otobüse attık. Otobüs diğer kızık köylerinden hemen
yandaki Hamamlıkızık içinde bir tur atıp tekrar şehir yoluna girdi.
Gördüğüm kadarıyla diğer kızık köyleri geleneksel evlere fazlaca sahip
değil. Sanırım bundan dolayı da içlerinde en ünlüsü Cumalıkızık. Köy
dönüşü otobüsten yine Ulu Cami civarında inince şehri gezmeye
başlıyoruz.
Balibey Hanı: Eski bir yapının restorasyon
görmesinden sonra kültür merkezi olarak açılmış. Kubbeli küçük küçük
odaların her birinde hat, ebru, çini, rölyef, tezhip, resim gibi eski el
sanatlarından biriyle ilgili eserler sergileniyor.
Balibey
Hanı’ndan çıkıp Atatürk Caddesi boyunca yürürken Ulu Cami onun yanında
Koza Han, eski belediye binası ve aynı caddeden heykele doğru yürüyünce
Bursa Kent Müzesi’ne gidiliyor. İpekböcekçiliğinin merkezi Bursa’da Koza
Han’da yan yana sıralı dükkanlarda ipekli ürünler vitrinleri süslüyor.
Yakın
zamanlara kadar koza pazarlarının kurulduğu han, günümüzde ipekçilikle
uğraşan esnafın yer aldığı bir han olarak kullanılmakta. İpek
alışveriş mekanı olmakla birlikte kocaman çınarların altında çay-kahve
içerek tarihi dokunun da tadına varılabilecek bir yer. Koza Han’dan
çıkıp eski belediye binasının yanında bir ağaç altında hem serinleyip
hem dinlenirken binayı inceliyoruz.Tarihi Belediye Binası, Atatürk’ün
vefatından önce Bursa’da katıldığı son baloda valsi yarıda kesip
orkestraya “sarı zeybek” dediği ve o muhteşem zeybek oyunu oynadığı yer…
Hatta yakın zamanda Sümer Ezgü’nün Atatürk’ü canlandırdığı ve
manevi kızı Ülkü Adatepe’nin de yer aldığı bir mini belgesel çekilmiş bu
binada.
Belediye
Binası bugün, Bursa’da “kentlilik bilinci” projesini hayata geçiren
gönüllü vatandaşların oluşturduğu birimlerle çalışmalarını sürdüren
Yerel Gündem 21 Evi olarak kullanılıyor. O ağacın altında otururken
bundan haberimiz olmadığından içini dolaşmadığımız için sonradan pişman
olduğum yer. Belki bir dahaki sefere...
Caddeden yürüyerek Kent
Müzesi’ne gittik. Atatürk heykelinin arkasındaki meydanda yer alan bu
müze, çok fazla emek verilmiş, harika bir müze. Açıkçası içeri girerken
böyle güzel bir müze olacağını düşünmemiştim. Aklınızda “müze gezmek
sıkıcıdır” gibi bir önyargı varsa bunu tamamen yıkacak güzellikte bir
müze. 3 katlı müzenin giriş katında (Uygarlıklar Kenti Bursa) geçmişten
günümüze Bursa’nın tarihi canlandırmalarla anlatılıyor. Bursa’da ilk
ayak izlerinden başlayıp Osmanlı padişahlarının balmumu heykelleriyle o
dönemi canlandırıp Kurtuluş Savaşı’nın bitmesine kadarki tarihsel
olaylar yer alıyor.
Ardından Çağdaş Bursa bölümünde Cumhuriyet
döneminden başlayarak gelişen çağdaş bir kente dönüşen Bursa’nın
hikayesi günümüze kadar uzanıyor.
Üst
katta, Yaşam ve Kültürüyle Bursa bölümünde Bursa’da doğmak, büyümek,
yaşamakla (kız isteme, evlilik hazırlıkları vb konular) ilgili bilgiler
görsellerle zenginleştirilmiş. Ayrıca Bursa’da yemek ve eğlence kültürü,
sağlık, hamamlar, medreseden okula, kültürel mekanlar, Karagöz-Hacivat,
geleneksel sporlar ve turizm gibi konularda yer almakta. En alt katta,
Üreten Bursa bölümünde Bursa’da el sanatları çarşısı oda oda yapılan
canlandırmalarla tanıtılıyor. Arabacı, nalbant, semerci, yemenici,
bakırcı, kalaycı, tenekeci, marangoz, sepetçi, çinici, bıçakçı, şekerci,
kebapçı gibi birçok mesleğin kullandıkları aletleriyle birlikte
canlandırmaları yer alıyor.
Bu müze, European Museum Forum’un
Mayıs 2006’da Lizbon’da düzenlediği ödül töreninde, Avrupa’nın ödüllü
müzeleri arasına girmiş. Gerçekten Bursa’yı yakından tanımak için,
gezmesi çok keyifli bir müze olmuş, çok beğendim.
Müzeden çıkınca şehri tepeden görmek için teleferiğe gitmeye karar veriyoruz. Yarım
saat kadar kuyrukta bekleyip 25-30 kişinin sıkışık tepişik bindiği
vagon tipi teleferikle yaklaşık 1800 metre yukarı çıkıyoruz.
5-6
dakika süren teleferik yolculuğu çok zevkli. Ama o kadar sırada
bekleyince dönerken de beklemeyi göze alamayınca tepede oyalanmadan aynı
vagonla döndük. Oradan da setbaşına gidip Yeşil Türbe’ye gittik ancak
tadilatta idi. Civardaki kafelerde bir yorgunluk kahvesi içip terminale
gitmek üzere tekrar merkeze döndük.
Kalabalık, keyifli, tarihi aynı zamanda modern Bursa, gezilmesi gereken çok güzel bir şehrimiz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder