Gülşehir: Nevşehir'e 20 km uzaklıktadır Osmanlı Sadrazamı Karavezir Mehmet Seyyid Paşa'nın yaptırdığı külliye; cami, medrese ve çeşmeden oluşmaktadır İlçedeki Aziz Jean Kilisesi ve Sivasa Gökçetoprak yeraltı şehri görülmeye değer yerlerdendir
Kozaklı: Nevşehir' in yaklaşık 100 km kuzeyinde yer alan Kozaklı sağlık turizmi açısından önemli bir yere sahiptir Kozaklı kaplıcaları, Batı Alman kaplıcaları Birliği sınıflamasına göre sodyumlu, kalsiyumlu, klorlu olup A ve C grubu şifalı sular grubuna girmektedir Kozaklı kaplıcalarından iltihabı olmayan romatizmal hastalıkların, kireçlenmelerin, cilt hastalıklarının, kronik iltihaplı kadın hastalıklarının, damar sertliklerinin, mantar hastalıklarının tedavisinde başarılı sonuçlar alındığı gözlenmiştir
Acıgöl: Aksaray-Nevşehir yolu üzerinde yer alan ve Nevşehir'e uzaklığı yaklaşık 20 km olan Acıgöl'de tespit edilebilen en eski yerleşim MÖ VIII yüzyıla aittir Ağıllı köyü yakınlarındaki Topada Geç Hitit Dönemi'ne ait Hitit hiyeroglifi ile yazılmış kaya anıtında bölgenin siyasi durumu ve liderinin icraatları ile ilgili bilgiler yer almaktadır
Derinkuyu: Nevşehir-Niğde karayolu üzerinde eski adı Melegobia olan Derinkuyu Nevşehir'e 29 km uzaklıktadırAkarsuyu ve gölü bulunmayan bu ilçenin içme suyu 60-70 m derinlikteki kuyulardan temin etmesinden dolayı "Derinkuyu" olarak adlandırılmıştırİlçede 85 m derinliğinde bir yeraltı şehri bulunmaktadır Bu yeraltı şehri, bir yeraltı şehrinde bulunan tüm özelliklere sahiptir
Hacı Bektaş Arkeoloji ve Etnografya Müzesi: Hacıbektaş ilçesinde bulunan arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendiği müzede, iki eser deposu, laboratuvar ve kütüphane bulunmaktadır
Suluca-Karahöyük kazılarından ele geçen buluntular Eski Tunç, Assur Ticaret Kolonileri, Hitit, Phryg, Roma, Doğu Roma Çağı eserlerinin yanı sıra çeşitli etnografik eserler teşhir edilmektedir
Göreme Açık Hava Müzesi: Nevşehir'e 13 km uzaklıkta ve Göreme kasabasının 2 km doğusunda yer alan bir kaya yerleşim yeridir MS 4 yüzyıldan 13 yüzyıla kadar yoğun bir şekilde manastır hayatı yaşanmıştırHemen her kaya bloğunun içinde kiliseler, şapeller, yemekhaneler ve oturma mekânları mevcuttur Bugünkü Göreme Açık Hava Müzesi manastır eğitim sisteminin başlatıldığı yer olarak kabul edilir Soğanlı, Ihlara, Açıksaray aynı eğitim sisteminin daha sonraları görüldüğü yerlerdir
Kiliseler, 2 tür teknikle boyanmıştır Birincisi, doğrudan doğruya kaya yüzeyi düzeltilerek üzerine yapılan boyama; ikincisi ise, kaya üzerine yapılan secco (tempera) ve fresko tekniği ile yapılan boyamadır Kilisede işlenen konular İncil ve Hz İsa'nın hayatından alınmıştır
Göreme Açık Hava Müzesi'nde Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basil Kilisesi, Elmalı Kilise, Aziz Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise bulunmaktadır
Örenyerleri
Nevşehir Müzesi
Zelve - Avanos - Aktepe
Çavuşin Kilisesi - Avanos - Çavuşin
Kaymaklı Yeraltı Şehri - Kaymaklı Kasabası
Derinkuyu Yeraltı Şehri - Derinkuyu
Açıksaray - Gülşehir
St Jean Kilisesi - Gülşehir
Özkonak Yeraltı Şehri - Avanos - Özkonak Kasabası
Mazi Yeraltı Şehri - Ürgüp
Tatlaring Kilisesi - Acıgöl
Paşabağları - Avanos - Çavuşin
Ürgüp Müzesi
M Paşa Kiliseleri - Ürgüp - Mustafapaşa
Pancarlı Kilisesi - Ürgüp - Mustafapaşa
Üzümlü Kilise ve Çev - Ürgüp - Ortahisar
Hallaç Manastırı - Ürgüp - Ortahisar
Sete Teodore Kilis - Ürgüp - Yeşilöz
Hacı Bektaşi Veli Kültür Müzesi
Suluca Karahöyük - Hacıbektaş
İlicek Höyük - İlicek Köyü
Kayaaltı Höyük - Kayaaltı Köyü
Abdal Kalesi - Kızılöz Çiftliği
Kalehöyük - Karaburma
Paşabağları ve Zelve Ören Yeri : 1 km uzaktaki peribacaları en iyi Zelve ören yerinden görülmektedir Burada ayrıca Aziz Simeon adına yapılmış şapel ve birçok kaya mekânları bulunmaktadır Paşabağları'nın daha ilerisinde Göreme-Avanos karayolundan 2 km içerde olan ve 3 vadiden oluşan Zelve ören yeri, peribacalarının en yoğun olduğu yerdir 9 ve 13 yüzyıllarda Hıristiyanların önemli yerleşim ve dini merkezlerinden birisi olmuştur Balıklı, Üzümlü ve Geyikli kiliseler vadinin en önemli kiliseleri olup ikonoklastik dönem öncesine aittir
1952 yılına kadar iskân edilmiş vadide manastırlar, kiliseler, yerleşim yerleriyle, tünel, değirmen, cami gibi yapılar bulunmaktadır
Avanos
Nevşehir'in 18 km kuzeyinde olan Avanos'un antik dönemdeki adı Venessa'dır Çok sayıda çanak çömlek atölyesi bulunan ilçede seramik yapım geleneği Hititlerden beri süregelmektedir Kızılırmak'ın getirdiği kırmızı toprak ve milden elde edilen seramik çamuru, Avanoslu seramik sanatçılarının elinde şekil almaktadır
Çömlekçilik
Avanos'ta da Hititler'den beri çarkla çanak-çömlek yapıldığı bilinmektedirBu el sanatı kavimden kavime,babadan oğula geçerek günümüze kadar gelmiştir Avanos'un dağlarından ve Kızılırmak'ın eski yataklarından yumuşak ve yağlı kil topraklar elenir ve iyice yoğurularak çamur haline getirilirÇark adı verilen ve ayakla döndürülen tezgah üzerindeki çamurun maharetle şekillendirilmesiyle istenilen çanak yapılmış olurİşlik denilen atölyelerde üretilen çanaklar önce güneşte,daha sonra da gölgede kurutulduktan sonra,saman ve talaşla yakılan fırınlarda 800 dereceden başlayıp 1200 derece sıcaklık arasında özenle pişirilir
Yörede yemek kapları,su testileri,kışlık yiyecek saklamak için çömlekler ve küpler,su kükleri tanınan çanak ürünleridir Avanos,günümüzde "Kapadokya'nın el sanatları ve alış-veriş merkezi"olarak tanınmaktadır
Ürgüp
Nevşehir'in 20 km doğusunda olan Ürgüp Kapadokya Bölgesinin en önemli merkezlerindendir Göreme'de olduğu gibi tarihsel süreç içerisinde çok sayıda isme sahip olmuştur Bizans Döneminde Osiana (Assiana), Hagios Prokopios; Selçuklular Dönemi'nde Başhisar; Osmanlılar zamanında Burgut kalesi; Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren de Ürgüp adıyla anılmıştır
Hacıbektaş
Nevşehir-Kırşehir yolu üzerinde Nevşehir'e 45 km uzaklıkta olan Hacı Bektaş, ilçe merkezinde yapılan kazılar sonucunda Eski Tunç Çağı, Hitit, Frig, Hellenistik ve Roma Dönemi'ne ait ele geçen eserler, Hacıbektaş Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir
Hacı Bektaş yakınlarındaki Karaburna köyü yakınlarında Topada ve Sivasa'da olduğu gibi Geç Hitit Dönemi'ne ait Hitit hiyeroflifi ile yazılmış Karaburna kaya anıtı bulunmaktadır
Hacı Bektaş-i Veli Ve Bektaşlık
Asıl adı Muhammed bin Musa olan ve doğum ölüm tarihi kesin belli olmayan Hacı Bektaş-ı Veli'nin 1209 - 1210 tarihlerinde doğup,1270 -1271 tarihlerinde öldüğü sanılmaktadırAnlatılan menkıbelere göre NişaburludurÇocukluk ve gençliği Horasan'da geçmiş, Hoca Ahmet Yesevi Ocağında felsefe, sosyal ve müsbet ilimler öğrenmiştir
Hacıbektaş, Selçukluların siyasi ve iktisadi düzenlerinin bozulduğu,yönetimde bölünmelerin ortaya çıktığı bir dönemde Horasan'dan Anadolu'ya gelmiş; köy köy, şehir şehir gezerek Türk birliğinin sağlanması, Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşması için çaba harcamıştır Eski adı Sulucakarahöyük bugünkü adıyla Hacıbektaş İlçesinde kurduğu okulda öğrenciler yetiştirmiş; Türk dili ve kültürünün yabancı etki ve yozlaşmalardan korunması için çalışmıştır Onun hoşgörü ve insan sevgisine dayalı düşünce sistemi kısa sürede geniş halk kitlelerine ulaşarak benimsenmiştir "İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır", "Kadınları okutunuz", "Eline, diline ve beline sahip ol", "Araştırma açık bir sınavdır", "Her ne ararsan kendinde ara", "Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız"
Yukarıdaki özdeyişler Hacı Bektaş-ı Veli'nin felsefesini en güzel biçimde açıklamaktadır Onun dünya görüşü 1948 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile aynı anlayışı aksettirmektedir
Göreme
Göreme Tarihi Milli Parkı
Göreme Kiliseleri
Mustafapaşa (Sinasos)
Ürgüp�ün 6 km güneyinde yer alan Mustafapaşa, 20 yüzyılın başlarına kadar Rum ve Türklerin birlikte yaşadığı bir kasabadır 19 yüzyılın sonları ve 20 yüzyılın başlarına tarihlenen eski Rum evleri oldukça zengin taş işçiliği arz ederler
Mustafapaşa�nın batısında yer alan Gömede Vadisi morfolojik açıdan Ihlara Vadisi�nin küçük bir benzeridirIhlara Vadisi�nde olduğu gibi kaya oyma kiliselere, barınaklara ve vadinin içinden geçen bir dereye sahiptir
Mustafapaşa�daki önemli kilise ve manastırlar; Aios Vasilios Kilisesi, Sinasos Kilisesi, Alakara Kilisesi, Aios Nichole Manastırı, Konstantin-Helena Kilisesi, Manastır Vadisi kiliseleri ve Basil Kilisesi�dir Ayrıca Osmanlı döneminde inşa edilmiş güzel taş ve ağaç işçiliği gösteren bir kervansaray da bulunmaktadır
Ihlara Vadisi
Aksaray'a 40 km uzaklıktadır Vadiye, Aksaray-Nevşehir karayolunun 11 kmsinden sapılarak gidilirHasandağı'ndan çıkan bazalt ve andezit yoğunluklu lavların soğumasıyla ortaya çıkan çatlaklar ve çökmeler kanyonu oluşturmuştur Bu çatlaklardan yol bulan kanyonun bugünkü halini almasını sağlayan Melendiz Çayına ilk çağlarda Kapadokya ırmağı anlamına gelen 'Potamus Kapadukus" denilmekteydi 14 km uzunluğundaki vadi Ihlara'dan başlar, Selime'de son bulur Vadinin yüksekliği yer yer 100-150 mdir Vadi boyunca kayalara oyulmuş sayısız barınaklar, mezarlar ve kiliseler bulunmaktadırBazı barınaklar ve kiliseler yeraltı şehirlerinde olduğu gibi birbirlerine tünellerle bağlantılıdır
Kaymaklı
Nevşehir' in 20 km güneyinde bulunan yeraltı şehridir VII - IX yüzyıllar arasında arap saldırılarına karşı korunmak ve Hıristiyanlığın yayılmasına karşı engelleri önlemek için sığınak olarak yapılmıştır Karışık tünellerle 4 kat aşağısına kadar inilebilmektedir 5- 8 katlar açık değildir Tünellerle yatak odalarına, mutfaklara, şarap depolarına, dolaplara ve tapınaklara gidilebilmektedir Tüneller ve katlar arası değirmen taşları ile kapatılarak şehrin dış dünya ile ilgisi kesilebilmektedir Bütün şehrin havalandırılması büyük bir baca ile yapılmaktadır
Yeraltı Şehirleri
Özkonak Yeraltı Şehri: Avanos'a 14 km uzaklıktaki Özkonak kasabasında bulunan yeraltı şehri, İdiş Dağı'nın kuzey yamaçlarında volkanik, granit bünyeli tüf tabakalarının oldukça kalın olduğu bir yerde yapılmıştır Yeraltı şehri henüz tam olarak temizlenmemiş olup temizlendiği kadarıyla ziyarete açılmıştır
Kaymaklı Yeraltı Şehri: Nevşehir'e 20 km mesafede bulunan Kaymaklı kasabasındadır 8 katlı olup ilk katı erken dönem tarihlenmektedir Roma ve Bizans dönemlerinde de diğer alanların oyularak genişletilmesi suretiyle yeraltı şehri haline dönüştürülmüştür Bugün 4 katı ziyarete açıktır
Tüf kayalara oyulmuş bu yeraltı şehri, bir kitlenin geçici olarak yaşayabilmesi için gerekli barınma şartlarına haizdir Dar koridorlarla birbirlerine bağlanan oda ve salonlar, şarap depoları, su mahzenleri, mutfak ve erzak depoları, havalandırma bacaları, su kuyuları, kilise ve dışarıdan gelebilecek herhangi bir tehlikeyi önlemek için kapıyı içten kapatan büyük sürgü taşları vardır
Derinkuyu Yeraltı Şehri: Nevşehir- Niğde karayolu üzerinde ve Nevşehir'e 30 km uzaklıkta bulunan Derinkuyu ilçesindedir Kaymaklı yeraltı şehrinde olduğu gibi burada da büyük bir topluluğu içinde barındıracak ve ihtiyaçlarını karşılayacak mekânlar vardır Bu yeraltı şehri 8 katlıdır Kaymaklı yeraltı şehrinden farklı olarak burada misyonerler okulu, günah çıkartma yeri, vaftiz havuzu ve ziyaretçilerin ilgisini çeken kuyu mevcuttur
Yeraltı şehirleri sadece Kappadokia bölgesinin jeolojik oluşumlarına özgü yapılar olup diğer bölgelerde bu tür örneklere rastlanmamaktadır
Mazı Yeraltı Şehri: Antik adı "Mataza" olan Mazı köyü, Ürgüp'ün 18 km güneyinde, Kaymaklı yeraltı şehrinin ise 10 km doğusundadır
Değişik yerlerde 4 girişi tespit edilebilmiştir; asıl girişi düzensiz taşlarla örülmüş koridor sağlamaktadır Kısa koridordaki iri sürgü taşı, yeraltı şehrinin giriş çıkışını kontrol altına almaktadır İç kısımdaki küçük oda, sürgü taşının rahat bir şekilde hareket etmesi için yapılmıştır Yeraltı yerleşiminin geniş alanlarına yayılan ahırlar, diğerlerinden farksızdır Ahırlardan kısa bir koridor vasıtasıyla yeraltı şehrinin kilisesine ulaşılmaktadır Bu mekânın girişi sürgü taşı ile kapatılabilmektedir Kilise apsisi, köşeye oyulmuştur ve cephesi kabartmalarla süslüdür
Özlüce Yeraltı Şehri: Eski adı "Zile" olan Özlüce köyü merkezindeki yeraltı şehri, Nevşehir- Derinkuyu karayolu üzerindeki Kaymaklı kasabasının 6 km batısındadır
Girişte bazalttan yapılmış, birbirine geçmeli iki kemerli mekân bulunmaktadır Daha sonra yine moloz taşlarla örülü 15 m uzunluğunda bir geçit vasıtasıyla asıl tüf kayaya ulaşılmaktadır Yeraltı şehrine girişi sağlayan taştan yapılmış mekânlar, asıl yeraltı şehrini oluşturan kaya oyma mekânlara nazaran daha yenidir Bu koridorun bitiminde 175 m çapında sert granit taştan yapılmış sürgü taşı bulunmaktadır
Girişteki ana mekân, yeraltı yerleşiminin en geniş alanı olup iki bölümden ibarettir Büyük mekânın sağında erzak depoları, solunda ise oturma odaları bulunmaktadır Oldukça uzun olan galerilerin kenarlarında hücre tipi odalar, tabanlarda ise tuzaklar yer alır Henüz ziyarete açılmamıştır
Tatlarin Yeraltı Şehri: 1991 yılında ziyarete açılan yeraltı şehri ise, mekânlarının büyüklüğü, erzak depolarının sayısının ve kiliselerin çokluğu nedeniyle askeri garnizon ya da manastır kompleksini akla getirir Yeraltı şehri oldukça geniş alanlara yayılmış, ancak küçük bir kısmı temizlenebilmiştir Halen iki katı gezilebilen yeraltı şehrinin en önemli özelliği diğer yeraltı şehirlerinde pek bulunamayan tuvalete sahip olmasıdır
Kaleler
Nevşehir Kalesi: Selçuklular döneminde, Bağdat'a giden kervan yolunun korunması amacıyla inşa edilmiştirNevşehir'in eski yerleşim yerinde, sağlam bazalt kütleli bir tepenin üzerinde bulunan kale, Osmanlı döneminde Damat İbrahim Paşa tarafından onarılmış ve cumhuriyet döneminde de yeniden restore edilerek tahrip olmaktan korunmuştur Sur duvarları genelde sağlam olup, kale girişi güneybatı yönündedir
Uçhisar Kalesi: Nevşehir merkezine 10 km uzaklıkta bulunan Uçhisar, doğal konumu nedeniyle bir hisar görünümündedir Kapadokya manzarasına hâkimdir Doğu Roma döneminde, korunaklı yapısı ile Arap akınlarına karşı kolayca savunma sağlamıştır Kalenin içerisine oyulmuş eski bir mağara bulunmaktadırMağaraya üç yol ile girilir ve bu yollar geniş bir salonda birleşir Yolların birinde taş kapı, ardında da nöbetçi odası mevcuttur Kalenin içerisinde başka dehlizler de bulunmakla birlikte, bunların bazıları çökmüş bazıları ise molozla dolmuştur
Ortahisar: Ürgüp-Nevşehir yolunun güneyinde bulunmaktadır Yerleşimin ortasında kayalardan oyma evlerle çevrelenen doğal bir kale bulunmaktadır Ortahisar�ın en önemli özelliği, bünyesindeki yeraltı kentleridirKolayca şekillendirilebilen bir kaya yapısına sahip olan kalede yerin altına oyulmuş doğal soğuk hava depoları da bulunmakta olup, bu depolarda günümüzde narenciye saklanmaktadır
Kaplıca ve İçmeceler
Kozaklı Termal Turizm Merkezi
Ürgüp İçmece ve Kaplıcası: Su kaynağı, ilçe merkezinin 5 km doğusunda bulunmaktadır Kaplıca suyunun ısı derecesi 14 °C olup, tuzlu, kokusuz, gazsız sular gurubundan sayılmaktadır Deri hastalıklarının tedavisinde su banyosundan ve kaynağın az ilerisindeki kükürtlü çamurdan yararlanılır
Bahçeli İçmecesi: Kaynak, Bahçeli köyünün kuzeybatısındadır Suyu 18 °C olan bu içmece fazla gazlı, kokusuz, bikarbonatlı sofra sularını ihtiva eder Hazmı kolaylaştıran ve böbrekleri temizleyen bu su aynı zamanda sofra suyu olarak da kullanılır
Çorak ve Karakaya İçmeceleri: Nevşehir-Avanos karayolu üzerindeki bu içmecelerden; Çorak İçmecesi il merkezine 5 km, Karakaya İçmecesi de 13 km uzaklıktadır Alkali düzeyi yüksek, tuzlu ve bikarbonatlı olan Çorak suyu, içme olarak değerlendirildiğinde sindirimi kolaylaştırıcı etki yapmaktadır Sodyum bikarbonatlı ve alkalik sulardan olan Karakaya İçmecesi de mide ve bağırsak rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılmaktadır
Gümüşkent İçmecesi: Gümüşkent kasabasının hemen yakınında bulunan bu içmece, kısmen doğal, betonlaşmış bir havuzun içinde kaynamaktadır İkinci bir havuzda toplanan su, bahçe sulamasında kullanılmaktadır Gümüşkent İçmecesi, toprak alkali, bikarbonatlı ve bol karbondioksitli bir maden suyudurİçme olarak değerlendirildiğinde metabolizma hastalıklarında karaciğer ve safra kesesi hastalıklarında yararlı olmaktadır
Cami ve Kiliseler
Kurşunlu Cami (Damat İbrahim Paşa Külliyesi-Merkez): XVIII yüzyılda Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın yaptırdığı külliye; cami, medrese, kitaplık, sübyan mektebi, imaret ve hamamdan oluşmaktadır Külliyenin güneydoğusunda olan cami, 1726 yılında yapılmıştır Dıştan yalın görünüşlü caminin içi, Lale Devri özelliğini yansıtan kalem işi nakışlarla bezelidir
Hacı Bektaş Veli Dergahı ve Külliyesi (Hacı Bektaş): Hacı Bektaş Veli, XIII yüzyılda yetişmiş ünlü bir Türk-İslam düşünürüdür Üstün zeka ve kişiliğe sahip olan Hacı Bektaş Veli, ilk eğitimini büyük Türk düşünürü Türkistan Piri, Hoca Ahmet Yesevi'nin kültür ocağında almış ve o dönemde ün yapmış çok sayıda Türk bilim adamının yetiştiği Horasan'da engin bir bilgi birikimine, geniş bir dünya görüşüne sahip olmuştur Orta Anadolu'yu şehir şehir, köy köy dolaştıktan sonra, yaşayan Türk gelenek ve göreneklerini korumaya çalışarak Suluca Karahöyük'te İslâm inanç ve öğreti merkezi kurmuş çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir Yeniçeri ocağının da Piri olarak bilinen Hacı Bektaş Veli, Anadolu'daki Türk-İslam birliğinin sağlanmasına yardımcı olmuştur
Dergah ve Külliye (Hacı Bektaş): XIV yüzyılda Hacı Bektaş Veli'nin yaptırdığı Kızılca Halvet (Çilehane) ile çevre yapılarına sonraki yıllarda yenileri eklenmiştir XIX yüzyılda onarılan Dergah, 1959-1964 arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce yeniden elden geçirilmiş, 1964'te müze olarak açılmıştır
Hacı Bektaş Veli Türbesi (Pir Evi-Hacı Bektaş): Türbenin cephesi, yan yana üç kemerli bir eyvandan meydana gelmektedir Pir Evi'ne ortadaki büyük kemerin altındaki demir parmaklıklı, çift kanatlı kapıdan girilir
Tokalı Kilise (Göreme): Göreme Vadisi'nde, bölgenin bilinen en büyük kaya kilisesi olup Tek Nefli Eski Kilise, Yeni Kilise, Eski Kilisenin altındaki kilise, yeni kilisenin kuzeyindeki yan şapel olmak üzere dört mekandan oluşur X yy başlarına tarihlenen Eski Kilise, bugün Yeni Kilisenin giriş mekanı şeklinde ise de orijinal olup tek nefli, beşik tonozlu bir yapıdır Aziz tasvirleri, müjde, ziyaret, bakireliğin ispatı, Beytüllahim'e yolculuk, doğum, üç müneccimin tapınması, masum çocukların katliamı, Mısır'a kaçış, İsa'nın mabede takdimi, İsa'nın cehenneme inişi, İsa'nın göğe çıkışı vb gibi tasvirler bulunmaktadır
Yeni kilise, enlemesine dikdörtgen planlı, basit beşik tonozludur Beşik tonozlu nefinde İsa'nın siklusu kronolojik sıraya göre daha çok kırmızı ve mavi renkler kullanılarak işlenmiştir Lapis mavisi, Tokalı Kiliseyi diğer kiliselerden ayıran en önemli özelliktir
Enlemesine nefte Aziz Basil'in hayatı çeşitli azizlerin tasviri ve çoğunlukla İsa'nın mucizelerine ait sahneler yer alır Kilise X yüzyılın sonuna ve XI yüzyılın başına tarihlenmektedir
Rahipler ve Rahibeler Manastırı (Göreme): Göreme Açık Hava Müzesi girişinin solunda yer alan 6-7 katlı kaya kütlesi "Rahibeler Manastırı" olarak bilinir Bu manastırın birinci katındaki yemekhanesi, mutfağı, bir kaç odası, ile ikinci kattaki yıkık şapel de gezilebilir durumdadır Üçüncü kattaki (bir tünelle ulaşılan) kilisesi çapraz kubbeli, dört sütunlu üç apsislidir Kilisede doğrudan kaya üzerine yapılan İsa freskinin yanında kırmızı bezemeler görülür
St Basil Şapeli (Göreme): Göreme Açık Hava Müzesi'nin girişindedir Kilise XI yüzyıla tarihlenmektedir İsa portresi, yanında Meryem ve çocuk İsa, Aziz Theodore, at üzerinde ejderle savaşan Aziz George tasvirleri bulunmaktadır
Elmalı Kilise (Göreme): Göreme Açık Hava Müzesinde, basit planlı bir kilisedir Günümüze gelmiş fresklerin altından ikonoklastik dönemde yapılmış geometrik bezekler çıkmıştır Bundan Kilisenin 2 dönemde de kullanıldığı anlaşılmaktadır
Fresklerde İsa'nın yaşamından bölümler görülmektedir Mavi, al ve tonları, kahverengi, sarı, ak renkler kullanılmış, giysi kıvrımları ince işlenmiştir
İsa'nın vaftizi, çarmıha geriliş, değişim, son yemek, Lazarusun dirilişi, İsa'nın göğe çekilişi tasvirlerde işlenen başlıca konulardır Sütunlar, sütun başlıkları vb mimarı öğeler üzerinde de İncil'i yazan azizlerin ve kimi peygamberlerin betimleri vardır Adını çevresindeki elma bahçelerinden alan kilisenin freskleri II yya tarihlenmektedir
Çavuşin Kilisesi (Göreme): Göreme-Avanos yolu kenarında, Göreme'ye 25 km uzaklıktadır Tek nefli, beşik tonozlu, 3 apsisli olup narteksi yıkılmıştır
İmparator Nicephorus Phocas adına yapılan Çavuşin Kilisesi 964-965 yıllarına tarihlenmektedir Kilisede işlenen konular diğer kaya kiliselerinde olduğu gibi İncil ve Hz İsa'nın hayatından alınmıştır
Yılanlı Kilise (Göreme): Göreme Açık Hava Müzesindedir Kapadokya'da saygın olan Azizlerin tasvirleri bulunan kilise, XI yya tarihlenmektedir Tasvirlerden bazıları şunlardır İncil tutan İsa ve yanında Kilisenin Banisi, Aziz Onesimus, Ejderle savaşan Aziz George ve Aziz Theodore, çıplak uzun saçlı ve önünde palmiye ağacı bulunan Aziz Onuphrius
Karanlık Kilise (Göreme): Göreme Açık Hava Müzesindedir Narteksteki küçük bir pencereden ışık alan kilise oldukça karanlıktır Bu yüzden Karanlık Kilise adıyla bilinir Yapı tümüyle fresklerle bezenmiştir Yöredeki kiliselerden freskleri en sağlam kalmış olanıdır
Kilisedeki fresklerde işlenen konulardan bazıları şunlardır:
İsa'nın gömütünün meleklerle korunması, çarmıha gerilişi, İsa'nın yakalanışı, dirilişi, 12 havari ile son akşam yemeği, incili yazan dört azizle İsa birlikte, İsa'nın doğumu ve vaftizi vb
Azize Catherine Şapeli (Göreme): Karanlık Kilise ile Çarıklı Kilise arasında yer alan Azize Catherine Şapeli'nde, hem narteks, hem de naos serbest haç planlı, merkezi kubbelidir; haç kolları beşik tonozlu ve apsis templonludur Narteks zemininde mezar bulunmaktadır Şapelin sadece naos kısmında figürler vardırPandantifler kabartma geometrik süslemelerle bezenmiştir
Çarıklı Kilise (Göreme): Göreme Açık Hava Müzesindedir İsa'nın göğe yükseliş sahnesi altında bulunan ayak izlerinden dolayı kiliseye "Çarıklı Kilise" adı verildiği sanılmaktadır Kilise XII yy sonu, XIII yy başına tarihlenmektedir İsa'nın hayatını konu alan Siklus, İbrahim Peygamberin misafirperverliğini gösteren Tevrat sahnesi, Aziz Bani tasvirleri iyi muhafaza edilmiştir Elmalı ve Karanlık Kiliseye benzemekle beraber, İsa'nın çarmıha gidişi ve çarmıhtan alınışı sahneleri kilisenin farklı özelliğidir
Kilisede, doğum, üç müneccimin tapınması, vaftiz, Lazarusun dirilişi, başkalaşım, Kudüs'e giriş, ihanet, kadınlar boz mezar peşinde, İsa'nın göğe çıkışı ve aziz tasvirleri bulunmaktadır
Aziz Barbara Şapeli (Göreme): Elmalı Kilisenin bulunduğu kaya bloklarının arkasındadır Duvarlara ve kubbeye zengin geometrik motifler, mitolojik hayvanlar ve askeri semboller resmedilmiştir Duvarlarında taş izlenimi veren motifler ayrıca, İsa Pantokrator (Dünya hakimi) ile Azizlerden Georgia, Theodoros ve Barbara'nın tasvirleri yer almaktadır Kilise, II yyın ikinci yarısına tarihlenmektedir
Durmuş Kadir Kilisesi (Göreme): Bazilika tipinde olan kilise, ortasında Papaz tahtı, iri dikdörtgen sütunları, vaftiz yeri, birinci bölmedeki duvarlara oyulmuş irili ufaklı mezarlardan oluşmaktadır Kaya kabartma süslemelerinin en güzel örneklerine sahip olan bu kilise VI ve VII yy ara tarihlenmektedir
El-Nazar Kilisesi (Göreme): Göreme-Müze yolunun sağında, yoldan yaklaşık 800 m uzaklıkta El-Nazar vadisindedir Kilise X yy sonlarına tarihlenmektedir Kilisede, müjde, ziyaret, doğum, üç müneccimin tapınması, Mısır'a kaçış, İsa'nın mabede takdimi, Elizabeth'in takip edilişi, vaftiz vb tasvirler bulunmaktadır
Saklı Kilise (Göreme): 1957 yılında bulunduğundan dolayı "Saklı Kilise" adı verilmiştir El-Nazar Kilisesinin yakınındadır Kiliseyi süsleyen resimler sıva üzerine değil, doğrudan ana kaya üzerine yapılmıştır
Kilisenin etrafında boyalı bez parçaları bulunmuş, yapılan analizler sonucu ise bu bezlerin kilisenin boyamasında fırça yerine kullanıldığı saptanmıştır Saklı Kilise'nin mimarisi, Mezopotamya kilise mimari geleneğine benzemektedir Kilisede, müjde, Doğum, İsa'nın mabede takdimi, vaftizci Yahya'nın görevlendirilmesi, başkalaşım vb tasvirler bulunmaktadır
Kılıçlar Kilisesi (Göreme): Kılıçlar Vadisinde, Göreme Açık Hava Müzesinin yaklaşık 600 m kuzeydoğusundadırOldukça zengin bir şekilde fresklerle süslenmiş olup, uzun bir İncil siklusunu içermektedir IX yy sonu ile X yybaşlarına tarihlenmektedir Kilisede, peygamberlerin görünümü, müjde, ziyaret, Yusuf'un Meryem'i suçlaması, doğum, Yusuf'un rüyası, Mısır'a kaçış, vaftiz, İsa ve Zakkeus, kör adamın iyileştirilmesi, ayakların yıkanması, ihanet vb tasvirleri bulunmaktadır
Meryem Ana Kilisesi (Kılıçlar Kuşluk Kilisesi-Göreme): Tokalı Kilisenin arkasındaki sırtta açık hava müzesine yaklaşık, 250 m uzaklıkta, Kılıçlar Kilisesi'nin güneyindeki dik yamaçta yer alır Kilise, aziz figürleri ve İncil siklusunun dört sahnesini içermektedir Kilisede, deesis, Beytüllahim'e yolculuk, doğum, İsa çarmıhta, Meryem'in ölümü ve aziz tasvirleri bulunmaktadır
Aziz Eustathios Kilisesi (Göreme): Tokalı Kilise ve Meryem Ana Kilisesi arasındadır Kilisede İncil kaynaklı freskler mevcuttur X yy başlarına tarihlenen kilisede, kazıma tekniği ile yazılmış 1148-1149 tarihi bulunmaktadır
Tatlarin Kilisesi (Acıgöl): Tatlarin yeraltı şehrinin bulunduğu tepenin yamacında yer alır Oldukça iyi korunmuş olan fresklerdeki sahneler betonlarla birbirinden ayrılmıştır Zeminde koyu gri, tasvirlerde ise mor, hardal ve kırmızı renkler kullanılmıştır
Kilisede, Meryem ve çocuk İsa, başkalaşım, İsa'nın cehenneme inişi, Kudüs'e giriş, 9 adet aziz tasviri vbbulunmaktadır
Tağar Kilisesi (St Theodora Kilisesi-Ürgüp): Ürgüp ilçesinin Yeşilöz köyünde Ürgüp-Kayseri yolunun 165 km uzağında bulunmaktadır Üst katta bulunan galeriye bir merdivenle çıkılmaktadır Bu nedenle Kapadokya kiliseleri içinde tek örnektir Genelde freskleri iyi korunmuş olan kiliseyi üç sanatçı kendi stiline göre süslemiştir Aziz Theodora adına yapılmış olan kilise XI - XIII yya tarihlenmektedir Kilisede, peygamberlerin görünümü, havarilerin görünümü, deesis, müjde, İsa çarmıhta ve madalyonlar içinde aziz tasvirleri bulunmaktadır
Aziz Jean Kilisesi (Gülşehir): Gülşehir ilçe merkezi girişindedir Kilise, 2 katlıdır Alt katında şarap mahzenleri, su kanalları ve mezarlar bulunmaktadır Üst katı ise kilise olup duvarları İncil'den alınmış sahnelerle süslenmiştir 1995 yılında restore edildikten sonra bugünkü haline gelmiştir
Ortodoks Kilisesi (Derinkuyu): 1858-1860 yılları arasında yaptırılmıştır Derinkuyu yeraltı şehri bitişiğinde bulunan kilisenin çevre düzenleme ve restorasyonu çalışmaları sürdürülmektedir
Milli Parklar ve Korunan Alanlar
Nevşehir - Göreme Tarihi Milli Parkı
Yeri: İç Anadolu bölgesinde , Nevşehir ili sınırları içerisinde yer almaktadır
Ulaşım: Milli Park alanında ; batı ve güney yönünde Ankara-Adana karayolu, Aksaray 'dan Nevşehir'e ulaşan karayolu , doğu ve kuzeydoğudan Kayseri'den Ürgüp'e gelen karayolu ile ulaşılır
Özelliği: Milli Park orta Anadolu 'nun Hasan Dağı-Erciyes Dağı volkanik bölgesinde kalmaktadır Saha; platolar ovalar küçük dağ bitkileri , yüksek tepeler, alüvyonla dolmuş dere ve ırmak vadileri, drenaj havzaları ve erozyonlu dik yamaçlı vadilerde birbirinden ayrılan yüksek düzlüklerden oluşmuştur Erciyes ve Hasan Dağının büyük volkanik konileri , kuzeyden Kızılırmak vadisinin bir kısmı, bazıları bazaltla kaplı aşınmış tüf yatakları araziye hakim özelliktedir
Alan;volkanik tüften oluşmuş ilgi çekici manzara yapısı içerisinde Bizans Kilise mimarisi ve dinsel sanat tarihinden önemli bir devri sergilemektedir Bölgenin özelliklerinden burada yaşayanlar savaşların etkilerinden,merkezi idarenin otoritesinden uzak kalmayı başarabilmişlerdir
Ana ulaşım yollarına uzaklığı ve engebeli bir alan olması ,gizlenmek isteyen veya dini inzivaya çekilenler için uygun korunma yeri olmuştur Manastır hayatı 3 yüzyıl sonları ile 4 yüzyıl başlarında başlamış ve hızla yayılmıştır Manastırlar, kiliseler, şapeller,yemekhaneler ve keşiş hücreleri ,depo ve şarap yapım yerleri bulunan mekanlar oyulmuş,duvar resimleri ile süslenmiştir
Ayrıca saha içerisinde , Ürgüp ,Avcılar, Üçhisar, Çavuşini, Yeni Zelve yerleşimleri, Göreme yöresinin geçmişteki kültürüne uygun tarım ve köy hayatını yansıtan tarihi ve doğal bütünlüğü sağlayan sahaları teşkil eder
Yukarıda anlatılan; Göreme'nin eşsiz jeomorfolojik oluşumu , estetik manzara yapısının görsel değeri ile tarihi ve etnolojik yapısı Milli Parkın kaynak zenginliğinin ana başlıkları sayılabilir
Görülebilecek Yerler: Volkanik tüften oluşmuş ilgi çekici manzara yapısını oluşturan Peribacaları aynı zamanda Bizans kilise mimarisi ve dinsel sanat tarihini sergilemesi açısından başta görülmesi gerekli yerlerdendir
Suluca-Karahöyük kazılarından ele geçen buluntular Eski Tunç, Assur Ticaret Kolonileri, Hitit, Phryg, Roma, Doğu Roma Çağı eserlerinin yanı sıra çeşitli etnografik eserler teşhir edilmektedir
Göreme Açık Hava Müzesi: Nevşehir'e 13 km uzaklıkta ve Göreme kasabasının 2 km doğusunda yer alan bir kaya yerleşim yeridir MS 4 yüzyıldan 13 yüzyıla kadar yoğun bir şekilde manastır hayatı yaşanmıştırHemen her kaya bloğunun içinde kiliseler, şapeller, yemekhaneler ve oturma mekânları mevcuttur Bugünkü Göreme Açık Hava Müzesi manastır eğitim sisteminin başlatıldığı yer olarak kabul edilir Soğanlı, Ihlara, Açıksaray aynı eğitim sisteminin daha sonraları görüldüğü yerlerdir
Kiliseler, 2 tür teknikle boyanmıştır Birincisi, doğrudan doğruya kaya yüzeyi düzeltilerek üzerine yapılan boyama; ikincisi ise, kaya üzerine yapılan secco (tempera) ve fresko tekniği ile yapılan boyamadır Kilisede işlenen konular İncil ve Hz İsa'nın hayatından alınmıştır
Göreme Açık Hava Müzesi'nde Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basil Kilisesi, Elmalı Kilise, Aziz Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise bulunmaktadır
Örenyerleri
Nevşehir Müzesi
Zelve - Avanos - Aktepe
Çavuşin Kilisesi - Avanos - Çavuşin
Kaymaklı Yeraltı Şehri - Kaymaklı Kasabası
Derinkuyu Yeraltı Şehri - Derinkuyu
Açıksaray - Gülşehir
St Jean Kilisesi - Gülşehir
Özkonak Yeraltı Şehri - Avanos - Özkonak Kasabası
Mazi Yeraltı Şehri - Ürgüp
Tatlaring Kilisesi - Acıgöl
Paşabağları - Avanos - Çavuşin
Ürgüp Müzesi
M Paşa Kiliseleri - Ürgüp - Mustafapaşa
Pancarlı Kilisesi - Ürgüp - Mustafapaşa
Üzümlü Kilise ve Çev - Ürgüp - Ortahisar
Hallaç Manastırı - Ürgüp - Ortahisar
Sete Teodore Kilis - Ürgüp - Yeşilöz
Hacı Bektaşi Veli Kültür Müzesi
Suluca Karahöyük - Hacıbektaş
İlicek Höyük - İlicek Köyü
Kayaaltı Höyük - Kayaaltı Köyü
Abdal Kalesi - Kızılöz Çiftliği
Kalehöyük - Karaburma
Paşabağları ve Zelve Ören Yeri : 1 km uzaktaki peribacaları en iyi Zelve ören yerinden görülmektedir Burada ayrıca Aziz Simeon adına yapılmış şapel ve birçok kaya mekânları bulunmaktadır Paşabağları'nın daha ilerisinde Göreme-Avanos karayolundan 2 km içerde olan ve 3 vadiden oluşan Zelve ören yeri, peribacalarının en yoğun olduğu yerdir 9 ve 13 yüzyıllarda Hıristiyanların önemli yerleşim ve dini merkezlerinden birisi olmuştur Balıklı, Üzümlü ve Geyikli kiliseler vadinin en önemli kiliseleri olup ikonoklastik dönem öncesine aittir
1952 yılına kadar iskân edilmiş vadide manastırlar, kiliseler, yerleşim yerleriyle, tünel, değirmen, cami gibi yapılar bulunmaktadır
Avanos
Nevşehir'in 18 km kuzeyinde olan Avanos'un antik dönemdeki adı Venessa'dır Çok sayıda çanak çömlek atölyesi bulunan ilçede seramik yapım geleneği Hititlerden beri süregelmektedir Kızılırmak'ın getirdiği kırmızı toprak ve milden elde edilen seramik çamuru, Avanoslu seramik sanatçılarının elinde şekil almaktadır
Çömlekçilik
Avanos'ta da Hititler'den beri çarkla çanak-çömlek yapıldığı bilinmektedirBu el sanatı kavimden kavime,babadan oğula geçerek günümüze kadar gelmiştir Avanos'un dağlarından ve Kızılırmak'ın eski yataklarından yumuşak ve yağlı kil topraklar elenir ve iyice yoğurularak çamur haline getirilirÇark adı verilen ve ayakla döndürülen tezgah üzerindeki çamurun maharetle şekillendirilmesiyle istenilen çanak yapılmış olurİşlik denilen atölyelerde üretilen çanaklar önce güneşte,daha sonra da gölgede kurutulduktan sonra,saman ve talaşla yakılan fırınlarda 800 dereceden başlayıp 1200 derece sıcaklık arasında özenle pişirilir
Yörede yemek kapları,su testileri,kışlık yiyecek saklamak için çömlekler ve küpler,su kükleri tanınan çanak ürünleridir Avanos,günümüzde "Kapadokya'nın el sanatları ve alış-veriş merkezi"olarak tanınmaktadır
Ürgüp
Nevşehir'in 20 km doğusunda olan Ürgüp Kapadokya Bölgesinin en önemli merkezlerindendir Göreme'de olduğu gibi tarihsel süreç içerisinde çok sayıda isme sahip olmuştur Bizans Döneminde Osiana (Assiana), Hagios Prokopios; Selçuklular Dönemi'nde Başhisar; Osmanlılar zamanında Burgut kalesi; Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren de Ürgüp adıyla anılmıştır
Hacıbektaş
Nevşehir-Kırşehir yolu üzerinde Nevşehir'e 45 km uzaklıkta olan Hacı Bektaş, ilçe merkezinde yapılan kazılar sonucunda Eski Tunç Çağı, Hitit, Frig, Hellenistik ve Roma Dönemi'ne ait ele geçen eserler, Hacıbektaş Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir
Hacı Bektaş yakınlarındaki Karaburna köyü yakınlarında Topada ve Sivasa'da olduğu gibi Geç Hitit Dönemi'ne ait Hitit hiyeroflifi ile yazılmış Karaburna kaya anıtı bulunmaktadır
Hacı Bektaş-i Veli Ve Bektaşlık
Asıl adı Muhammed bin Musa olan ve doğum ölüm tarihi kesin belli olmayan Hacı Bektaş-ı Veli'nin 1209 - 1210 tarihlerinde doğup,1270 -1271 tarihlerinde öldüğü sanılmaktadırAnlatılan menkıbelere göre NişaburludurÇocukluk ve gençliği Horasan'da geçmiş, Hoca Ahmet Yesevi Ocağında felsefe, sosyal ve müsbet ilimler öğrenmiştir
Hacıbektaş, Selçukluların siyasi ve iktisadi düzenlerinin bozulduğu,yönetimde bölünmelerin ortaya çıktığı bir dönemde Horasan'dan Anadolu'ya gelmiş; köy köy, şehir şehir gezerek Türk birliğinin sağlanması, Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşması için çaba harcamıştır Eski adı Sulucakarahöyük bugünkü adıyla Hacıbektaş İlçesinde kurduğu okulda öğrenciler yetiştirmiş; Türk dili ve kültürünün yabancı etki ve yozlaşmalardan korunması için çalışmıştır Onun hoşgörü ve insan sevgisine dayalı düşünce sistemi kısa sürede geniş halk kitlelerine ulaşarak benimsenmiştir "İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır", "Kadınları okutunuz", "Eline, diline ve beline sahip ol", "Araştırma açık bir sınavdır", "Her ne ararsan kendinde ara", "Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız"
Yukarıdaki özdeyişler Hacı Bektaş-ı Veli'nin felsefesini en güzel biçimde açıklamaktadır Onun dünya görüşü 1948 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile aynı anlayışı aksettirmektedir
Göreme
Göreme Tarihi Milli Parkı
Göreme Kiliseleri
Mustafapaşa (Sinasos)
Ürgüp�ün 6 km güneyinde yer alan Mustafapaşa, 20 yüzyılın başlarına kadar Rum ve Türklerin birlikte yaşadığı bir kasabadır 19 yüzyılın sonları ve 20 yüzyılın başlarına tarihlenen eski Rum evleri oldukça zengin taş işçiliği arz ederler
Mustafapaşa�nın batısında yer alan Gömede Vadisi morfolojik açıdan Ihlara Vadisi�nin küçük bir benzeridirIhlara Vadisi�nde olduğu gibi kaya oyma kiliselere, barınaklara ve vadinin içinden geçen bir dereye sahiptir
Mustafapaşa�daki önemli kilise ve manastırlar; Aios Vasilios Kilisesi, Sinasos Kilisesi, Alakara Kilisesi, Aios Nichole Manastırı, Konstantin-Helena Kilisesi, Manastır Vadisi kiliseleri ve Basil Kilisesi�dir Ayrıca Osmanlı döneminde inşa edilmiş güzel taş ve ağaç işçiliği gösteren bir kervansaray da bulunmaktadır
Ihlara Vadisi
Aksaray'a 40 km uzaklıktadır Vadiye, Aksaray-Nevşehir karayolunun 11 kmsinden sapılarak gidilirHasandağı'ndan çıkan bazalt ve andezit yoğunluklu lavların soğumasıyla ortaya çıkan çatlaklar ve çökmeler kanyonu oluşturmuştur Bu çatlaklardan yol bulan kanyonun bugünkü halini almasını sağlayan Melendiz Çayına ilk çağlarda Kapadokya ırmağı anlamına gelen 'Potamus Kapadukus" denilmekteydi 14 km uzunluğundaki vadi Ihlara'dan başlar, Selime'de son bulur Vadinin yüksekliği yer yer 100-150 mdir Vadi boyunca kayalara oyulmuş sayısız barınaklar, mezarlar ve kiliseler bulunmaktadırBazı barınaklar ve kiliseler yeraltı şehirlerinde olduğu gibi birbirlerine tünellerle bağlantılıdır
Kaymaklı
Nevşehir' in 20 km güneyinde bulunan yeraltı şehridir VII - IX yüzyıllar arasında arap saldırılarına karşı korunmak ve Hıristiyanlığın yayılmasına karşı engelleri önlemek için sığınak olarak yapılmıştır Karışık tünellerle 4 kat aşağısına kadar inilebilmektedir 5- 8 katlar açık değildir Tünellerle yatak odalarına, mutfaklara, şarap depolarına, dolaplara ve tapınaklara gidilebilmektedir Tüneller ve katlar arası değirmen taşları ile kapatılarak şehrin dış dünya ile ilgisi kesilebilmektedir Bütün şehrin havalandırılması büyük bir baca ile yapılmaktadır
Yeraltı Şehirleri
Özkonak Yeraltı Şehri: Avanos'a 14 km uzaklıktaki Özkonak kasabasında bulunan yeraltı şehri, İdiş Dağı'nın kuzey yamaçlarında volkanik, granit bünyeli tüf tabakalarının oldukça kalın olduğu bir yerde yapılmıştır Yeraltı şehri henüz tam olarak temizlenmemiş olup temizlendiği kadarıyla ziyarete açılmıştır
Kaymaklı Yeraltı Şehri: Nevşehir'e 20 km mesafede bulunan Kaymaklı kasabasındadır 8 katlı olup ilk katı erken dönem tarihlenmektedir Roma ve Bizans dönemlerinde de diğer alanların oyularak genişletilmesi suretiyle yeraltı şehri haline dönüştürülmüştür Bugün 4 katı ziyarete açıktır
Tüf kayalara oyulmuş bu yeraltı şehri, bir kitlenin geçici olarak yaşayabilmesi için gerekli barınma şartlarına haizdir Dar koridorlarla birbirlerine bağlanan oda ve salonlar, şarap depoları, su mahzenleri, mutfak ve erzak depoları, havalandırma bacaları, su kuyuları, kilise ve dışarıdan gelebilecek herhangi bir tehlikeyi önlemek için kapıyı içten kapatan büyük sürgü taşları vardır
Derinkuyu Yeraltı Şehri: Nevşehir- Niğde karayolu üzerinde ve Nevşehir'e 30 km uzaklıkta bulunan Derinkuyu ilçesindedir Kaymaklı yeraltı şehrinde olduğu gibi burada da büyük bir topluluğu içinde barındıracak ve ihtiyaçlarını karşılayacak mekânlar vardır Bu yeraltı şehri 8 katlıdır Kaymaklı yeraltı şehrinden farklı olarak burada misyonerler okulu, günah çıkartma yeri, vaftiz havuzu ve ziyaretçilerin ilgisini çeken kuyu mevcuttur
Yeraltı şehirleri sadece Kappadokia bölgesinin jeolojik oluşumlarına özgü yapılar olup diğer bölgelerde bu tür örneklere rastlanmamaktadır
Mazı Yeraltı Şehri: Antik adı "Mataza" olan Mazı köyü, Ürgüp'ün 18 km güneyinde, Kaymaklı yeraltı şehrinin ise 10 km doğusundadır
Değişik yerlerde 4 girişi tespit edilebilmiştir; asıl girişi düzensiz taşlarla örülmüş koridor sağlamaktadır Kısa koridordaki iri sürgü taşı, yeraltı şehrinin giriş çıkışını kontrol altına almaktadır İç kısımdaki küçük oda, sürgü taşının rahat bir şekilde hareket etmesi için yapılmıştır Yeraltı yerleşiminin geniş alanlarına yayılan ahırlar, diğerlerinden farksızdır Ahırlardan kısa bir koridor vasıtasıyla yeraltı şehrinin kilisesine ulaşılmaktadır Bu mekânın girişi sürgü taşı ile kapatılabilmektedir Kilise apsisi, köşeye oyulmuştur ve cephesi kabartmalarla süslüdür
Özlüce Yeraltı Şehri: Eski adı "Zile" olan Özlüce köyü merkezindeki yeraltı şehri, Nevşehir- Derinkuyu karayolu üzerindeki Kaymaklı kasabasının 6 km batısındadır
Girişte bazalttan yapılmış, birbirine geçmeli iki kemerli mekân bulunmaktadır Daha sonra yine moloz taşlarla örülü 15 m uzunluğunda bir geçit vasıtasıyla asıl tüf kayaya ulaşılmaktadır Yeraltı şehrine girişi sağlayan taştan yapılmış mekânlar, asıl yeraltı şehrini oluşturan kaya oyma mekânlara nazaran daha yenidir Bu koridorun bitiminde 175 m çapında sert granit taştan yapılmış sürgü taşı bulunmaktadır
Girişteki ana mekân, yeraltı yerleşiminin en geniş alanı olup iki bölümden ibarettir Büyük mekânın sağında erzak depoları, solunda ise oturma odaları bulunmaktadır Oldukça uzun olan galerilerin kenarlarında hücre tipi odalar, tabanlarda ise tuzaklar yer alır Henüz ziyarete açılmamıştır
Tatlarin Yeraltı Şehri: 1991 yılında ziyarete açılan yeraltı şehri ise, mekânlarının büyüklüğü, erzak depolarının sayısının ve kiliselerin çokluğu nedeniyle askeri garnizon ya da manastır kompleksini akla getirir Yeraltı şehri oldukça geniş alanlara yayılmış, ancak küçük bir kısmı temizlenebilmiştir Halen iki katı gezilebilen yeraltı şehrinin en önemli özelliği diğer yeraltı şehirlerinde pek bulunamayan tuvalete sahip olmasıdır
Kaleler
Nevşehir Kalesi: Selçuklular döneminde, Bağdat'a giden kervan yolunun korunması amacıyla inşa edilmiştirNevşehir'in eski yerleşim yerinde, sağlam bazalt kütleli bir tepenin üzerinde bulunan kale, Osmanlı döneminde Damat İbrahim Paşa tarafından onarılmış ve cumhuriyet döneminde de yeniden restore edilerek tahrip olmaktan korunmuştur Sur duvarları genelde sağlam olup, kale girişi güneybatı yönündedir
Uçhisar Kalesi: Nevşehir merkezine 10 km uzaklıkta bulunan Uçhisar, doğal konumu nedeniyle bir hisar görünümündedir Kapadokya manzarasına hâkimdir Doğu Roma döneminde, korunaklı yapısı ile Arap akınlarına karşı kolayca savunma sağlamıştır Kalenin içerisine oyulmuş eski bir mağara bulunmaktadırMağaraya üç yol ile girilir ve bu yollar geniş bir salonda birleşir Yolların birinde taş kapı, ardında da nöbetçi odası mevcuttur Kalenin içerisinde başka dehlizler de bulunmakla birlikte, bunların bazıları çökmüş bazıları ise molozla dolmuştur
Ortahisar: Ürgüp-Nevşehir yolunun güneyinde bulunmaktadır Yerleşimin ortasında kayalardan oyma evlerle çevrelenen doğal bir kale bulunmaktadır Ortahisar�ın en önemli özelliği, bünyesindeki yeraltı kentleridirKolayca şekillendirilebilen bir kaya yapısına sahip olan kalede yerin altına oyulmuş doğal soğuk hava depoları da bulunmakta olup, bu depolarda günümüzde narenciye saklanmaktadır
Kaplıca ve İçmeceler
Kozaklı Termal Turizm Merkezi
Ürgüp İçmece ve Kaplıcası: Su kaynağı, ilçe merkezinin 5 km doğusunda bulunmaktadır Kaplıca suyunun ısı derecesi 14 °C olup, tuzlu, kokusuz, gazsız sular gurubundan sayılmaktadır Deri hastalıklarının tedavisinde su banyosundan ve kaynağın az ilerisindeki kükürtlü çamurdan yararlanılır
Bahçeli İçmecesi: Kaynak, Bahçeli köyünün kuzeybatısındadır Suyu 18 °C olan bu içmece fazla gazlı, kokusuz, bikarbonatlı sofra sularını ihtiva eder Hazmı kolaylaştıran ve böbrekleri temizleyen bu su aynı zamanda sofra suyu olarak da kullanılır
Çorak ve Karakaya İçmeceleri: Nevşehir-Avanos karayolu üzerindeki bu içmecelerden; Çorak İçmecesi il merkezine 5 km, Karakaya İçmecesi de 13 km uzaklıktadır Alkali düzeyi yüksek, tuzlu ve bikarbonatlı olan Çorak suyu, içme olarak değerlendirildiğinde sindirimi kolaylaştırıcı etki yapmaktadır Sodyum bikarbonatlı ve alkalik sulardan olan Karakaya İçmecesi de mide ve bağırsak rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılmaktadır
Gümüşkent İçmecesi: Gümüşkent kasabasının hemen yakınında bulunan bu içmece, kısmen doğal, betonlaşmış bir havuzun içinde kaynamaktadır İkinci bir havuzda toplanan su, bahçe sulamasında kullanılmaktadır Gümüşkent İçmecesi, toprak alkali, bikarbonatlı ve bol karbondioksitli bir maden suyudurİçme olarak değerlendirildiğinde metabolizma hastalıklarında karaciğer ve safra kesesi hastalıklarında yararlı olmaktadır
Cami ve Kiliseler
Kurşunlu Cami (Damat İbrahim Paşa Külliyesi-Merkez): XVIII yüzyılda Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın yaptırdığı külliye; cami, medrese, kitaplık, sübyan mektebi, imaret ve hamamdan oluşmaktadır Külliyenin güneydoğusunda olan cami, 1726 yılında yapılmıştır Dıştan yalın görünüşlü caminin içi, Lale Devri özelliğini yansıtan kalem işi nakışlarla bezelidir
Hacı Bektaş Veli Dergahı ve Külliyesi (Hacı Bektaş): Hacı Bektaş Veli, XIII yüzyılda yetişmiş ünlü bir Türk-İslam düşünürüdür Üstün zeka ve kişiliğe sahip olan Hacı Bektaş Veli, ilk eğitimini büyük Türk düşünürü Türkistan Piri, Hoca Ahmet Yesevi'nin kültür ocağında almış ve o dönemde ün yapmış çok sayıda Türk bilim adamının yetiştiği Horasan'da engin bir bilgi birikimine, geniş bir dünya görüşüne sahip olmuştur Orta Anadolu'yu şehir şehir, köy köy dolaştıktan sonra, yaşayan Türk gelenek ve göreneklerini korumaya çalışarak Suluca Karahöyük'te İslâm inanç ve öğreti merkezi kurmuş çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir Yeniçeri ocağının da Piri olarak bilinen Hacı Bektaş Veli, Anadolu'daki Türk-İslam birliğinin sağlanmasına yardımcı olmuştur
Dergah ve Külliye (Hacı Bektaş): XIV yüzyılda Hacı Bektaş Veli'nin yaptırdığı Kızılca Halvet (Çilehane) ile çevre yapılarına sonraki yıllarda yenileri eklenmiştir XIX yüzyılda onarılan Dergah, 1959-1964 arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce yeniden elden geçirilmiş, 1964'te müze olarak açılmıştır
Hacı Bektaş Veli Türbesi (Pir Evi-Hacı Bektaş): Türbenin cephesi, yan yana üç kemerli bir eyvandan meydana gelmektedir Pir Evi'ne ortadaki büyük kemerin altındaki demir parmaklıklı, çift kanatlı kapıdan girilir
Tokalı Kilise (Göreme): Göreme Vadisi'nde, bölgenin bilinen en büyük kaya kilisesi olup Tek Nefli Eski Kilise, Yeni Kilise, Eski Kilisenin altındaki kilise, yeni kilisenin kuzeyindeki yan şapel olmak üzere dört mekandan oluşur X yy başlarına tarihlenen Eski Kilise, bugün Yeni Kilisenin giriş mekanı şeklinde ise de orijinal olup tek nefli, beşik tonozlu bir yapıdır Aziz tasvirleri, müjde, ziyaret, bakireliğin ispatı, Beytüllahim'e yolculuk, doğum, üç müneccimin tapınması, masum çocukların katliamı, Mısır'a kaçış, İsa'nın mabede takdimi, İsa'nın cehenneme inişi, İsa'nın göğe çıkışı vb gibi tasvirler bulunmaktadır
Yeni kilise, enlemesine dikdörtgen planlı, basit beşik tonozludur Beşik tonozlu nefinde İsa'nın siklusu kronolojik sıraya göre daha çok kırmızı ve mavi renkler kullanılarak işlenmiştir Lapis mavisi, Tokalı Kiliseyi diğer kiliselerden ayıran en önemli özelliktir
Enlemesine nefte Aziz Basil'in hayatı çeşitli azizlerin tasviri ve çoğunlukla İsa'nın mucizelerine ait sahneler yer alır Kilise X yüzyılın sonuna ve XI yüzyılın başına tarihlenmektedir
Rahipler ve Rahibeler Manastırı (Göreme): Göreme Açık Hava Müzesi girişinin solunda yer alan 6-7 katlı kaya kütlesi "Rahibeler Manastırı" olarak bilinir Bu manastırın birinci katındaki yemekhanesi, mutfağı, bir kaç odası, ile ikinci kattaki yıkık şapel de gezilebilir durumdadır Üçüncü kattaki (bir tünelle ulaşılan) kilisesi çapraz kubbeli, dört sütunlu üç apsislidir Kilisede doğrudan kaya üzerine yapılan İsa freskinin yanında kırmızı bezemeler görülür
St Basil Şapeli (Göreme): Göreme Açık Hava Müzesi'nin girişindedir Kilise XI yüzyıla tarihlenmektedir İsa portresi, yanında Meryem ve çocuk İsa, Aziz Theodore, at üzerinde ejderle savaşan Aziz George tasvirleri bulunmaktadır
Elmalı Kilise (Göreme): Göreme Açık Hava Müzesinde, basit planlı bir kilisedir Günümüze gelmiş fresklerin altından ikonoklastik dönemde yapılmış geometrik bezekler çıkmıştır Bundan Kilisenin 2 dönemde de kullanıldığı anlaşılmaktadır
Fresklerde İsa'nın yaşamından bölümler görülmektedir Mavi, al ve tonları, kahverengi, sarı, ak renkler kullanılmış, giysi kıvrımları ince işlenmiştir
İsa'nın vaftizi, çarmıha geriliş, değişim, son yemek, Lazarusun dirilişi, İsa'nın göğe çekilişi tasvirlerde işlenen başlıca konulardır Sütunlar, sütun başlıkları vb mimarı öğeler üzerinde de İncil'i yazan azizlerin ve kimi peygamberlerin betimleri vardır Adını çevresindeki elma bahçelerinden alan kilisenin freskleri II yya tarihlenmektedir
Çavuşin Kilisesi (Göreme): Göreme-Avanos yolu kenarında, Göreme'ye 25 km uzaklıktadır Tek nefli, beşik tonozlu, 3 apsisli olup narteksi yıkılmıştır
İmparator Nicephorus Phocas adına yapılan Çavuşin Kilisesi 964-965 yıllarına tarihlenmektedir Kilisede işlenen konular diğer kaya kiliselerinde olduğu gibi İncil ve Hz İsa'nın hayatından alınmıştır
Yılanlı Kilise (Göreme): Göreme Açık Hava Müzesindedir Kapadokya'da saygın olan Azizlerin tasvirleri bulunan kilise, XI yya tarihlenmektedir Tasvirlerden bazıları şunlardır İncil tutan İsa ve yanında Kilisenin Banisi, Aziz Onesimus, Ejderle savaşan Aziz George ve Aziz Theodore, çıplak uzun saçlı ve önünde palmiye ağacı bulunan Aziz Onuphrius
Karanlık Kilise (Göreme): Göreme Açık Hava Müzesindedir Narteksteki küçük bir pencereden ışık alan kilise oldukça karanlıktır Bu yüzden Karanlık Kilise adıyla bilinir Yapı tümüyle fresklerle bezenmiştir Yöredeki kiliselerden freskleri en sağlam kalmış olanıdır
Kilisedeki fresklerde işlenen konulardan bazıları şunlardır:
İsa'nın gömütünün meleklerle korunması, çarmıha gerilişi, İsa'nın yakalanışı, dirilişi, 12 havari ile son akşam yemeği, incili yazan dört azizle İsa birlikte, İsa'nın doğumu ve vaftizi vb
Azize Catherine Şapeli (Göreme): Karanlık Kilise ile Çarıklı Kilise arasında yer alan Azize Catherine Şapeli'nde, hem narteks, hem de naos serbest haç planlı, merkezi kubbelidir; haç kolları beşik tonozlu ve apsis templonludur Narteks zemininde mezar bulunmaktadır Şapelin sadece naos kısmında figürler vardırPandantifler kabartma geometrik süslemelerle bezenmiştir
Çarıklı Kilise (Göreme): Göreme Açık Hava Müzesindedir İsa'nın göğe yükseliş sahnesi altında bulunan ayak izlerinden dolayı kiliseye "Çarıklı Kilise" adı verildiği sanılmaktadır Kilise XII yy sonu, XIII yy başına tarihlenmektedir İsa'nın hayatını konu alan Siklus, İbrahim Peygamberin misafirperverliğini gösteren Tevrat sahnesi, Aziz Bani tasvirleri iyi muhafaza edilmiştir Elmalı ve Karanlık Kiliseye benzemekle beraber, İsa'nın çarmıha gidişi ve çarmıhtan alınışı sahneleri kilisenin farklı özelliğidir
Kilisede, doğum, üç müneccimin tapınması, vaftiz, Lazarusun dirilişi, başkalaşım, Kudüs'e giriş, ihanet, kadınlar boz mezar peşinde, İsa'nın göğe çıkışı ve aziz tasvirleri bulunmaktadır
Aziz Barbara Şapeli (Göreme): Elmalı Kilisenin bulunduğu kaya bloklarının arkasındadır Duvarlara ve kubbeye zengin geometrik motifler, mitolojik hayvanlar ve askeri semboller resmedilmiştir Duvarlarında taş izlenimi veren motifler ayrıca, İsa Pantokrator (Dünya hakimi) ile Azizlerden Georgia, Theodoros ve Barbara'nın tasvirleri yer almaktadır Kilise, II yyın ikinci yarısına tarihlenmektedir
Durmuş Kadir Kilisesi (Göreme): Bazilika tipinde olan kilise, ortasında Papaz tahtı, iri dikdörtgen sütunları, vaftiz yeri, birinci bölmedeki duvarlara oyulmuş irili ufaklı mezarlardan oluşmaktadır Kaya kabartma süslemelerinin en güzel örneklerine sahip olan bu kilise VI ve VII yy ara tarihlenmektedir
El-Nazar Kilisesi (Göreme): Göreme-Müze yolunun sağında, yoldan yaklaşık 800 m uzaklıkta El-Nazar vadisindedir Kilise X yy sonlarına tarihlenmektedir Kilisede, müjde, ziyaret, doğum, üç müneccimin tapınması, Mısır'a kaçış, İsa'nın mabede takdimi, Elizabeth'in takip edilişi, vaftiz vb tasvirler bulunmaktadır
Saklı Kilise (Göreme): 1957 yılında bulunduğundan dolayı "Saklı Kilise" adı verilmiştir El-Nazar Kilisesinin yakınındadır Kiliseyi süsleyen resimler sıva üzerine değil, doğrudan ana kaya üzerine yapılmıştır
Kilisenin etrafında boyalı bez parçaları bulunmuş, yapılan analizler sonucu ise bu bezlerin kilisenin boyamasında fırça yerine kullanıldığı saptanmıştır Saklı Kilise'nin mimarisi, Mezopotamya kilise mimari geleneğine benzemektedir Kilisede, müjde, Doğum, İsa'nın mabede takdimi, vaftizci Yahya'nın görevlendirilmesi, başkalaşım vb tasvirler bulunmaktadır
Kılıçlar Kilisesi (Göreme): Kılıçlar Vadisinde, Göreme Açık Hava Müzesinin yaklaşık 600 m kuzeydoğusundadırOldukça zengin bir şekilde fresklerle süslenmiş olup, uzun bir İncil siklusunu içermektedir IX yy sonu ile X yybaşlarına tarihlenmektedir Kilisede, peygamberlerin görünümü, müjde, ziyaret, Yusuf'un Meryem'i suçlaması, doğum, Yusuf'un rüyası, Mısır'a kaçış, vaftiz, İsa ve Zakkeus, kör adamın iyileştirilmesi, ayakların yıkanması, ihanet vb tasvirleri bulunmaktadır
Meryem Ana Kilisesi (Kılıçlar Kuşluk Kilisesi-Göreme): Tokalı Kilisenin arkasındaki sırtta açık hava müzesine yaklaşık, 250 m uzaklıkta, Kılıçlar Kilisesi'nin güneyindeki dik yamaçta yer alır Kilise, aziz figürleri ve İncil siklusunun dört sahnesini içermektedir Kilisede, deesis, Beytüllahim'e yolculuk, doğum, İsa çarmıhta, Meryem'in ölümü ve aziz tasvirleri bulunmaktadır
Aziz Eustathios Kilisesi (Göreme): Tokalı Kilise ve Meryem Ana Kilisesi arasındadır Kilisede İncil kaynaklı freskler mevcuttur X yy başlarına tarihlenen kilisede, kazıma tekniği ile yazılmış 1148-1149 tarihi bulunmaktadır
Tatlarin Kilisesi (Acıgöl): Tatlarin yeraltı şehrinin bulunduğu tepenin yamacında yer alır Oldukça iyi korunmuş olan fresklerdeki sahneler betonlarla birbirinden ayrılmıştır Zeminde koyu gri, tasvirlerde ise mor, hardal ve kırmızı renkler kullanılmıştır
Kilisede, Meryem ve çocuk İsa, başkalaşım, İsa'nın cehenneme inişi, Kudüs'e giriş, 9 adet aziz tasviri vbbulunmaktadır
Tağar Kilisesi (St Theodora Kilisesi-Ürgüp): Ürgüp ilçesinin Yeşilöz köyünde Ürgüp-Kayseri yolunun 165 km uzağında bulunmaktadır Üst katta bulunan galeriye bir merdivenle çıkılmaktadır Bu nedenle Kapadokya kiliseleri içinde tek örnektir Genelde freskleri iyi korunmuş olan kiliseyi üç sanatçı kendi stiline göre süslemiştir Aziz Theodora adına yapılmış olan kilise XI - XIII yya tarihlenmektedir Kilisede, peygamberlerin görünümü, havarilerin görünümü, deesis, müjde, İsa çarmıhta ve madalyonlar içinde aziz tasvirleri bulunmaktadır
Aziz Jean Kilisesi (Gülşehir): Gülşehir ilçe merkezi girişindedir Kilise, 2 katlıdır Alt katında şarap mahzenleri, su kanalları ve mezarlar bulunmaktadır Üst katı ise kilise olup duvarları İncil'den alınmış sahnelerle süslenmiştir 1995 yılında restore edildikten sonra bugünkü haline gelmiştir
Ortodoks Kilisesi (Derinkuyu): 1858-1860 yılları arasında yaptırılmıştır Derinkuyu yeraltı şehri bitişiğinde bulunan kilisenin çevre düzenleme ve restorasyonu çalışmaları sürdürülmektedir
Milli Parklar ve Korunan Alanlar
Nevşehir - Göreme Tarihi Milli Parkı
Yeri: İç Anadolu bölgesinde , Nevşehir ili sınırları içerisinde yer almaktadır
Ulaşım: Milli Park alanında ; batı ve güney yönünde Ankara-Adana karayolu, Aksaray 'dan Nevşehir'e ulaşan karayolu , doğu ve kuzeydoğudan Kayseri'den Ürgüp'e gelen karayolu ile ulaşılır
Özelliği: Milli Park orta Anadolu 'nun Hasan Dağı-Erciyes Dağı volkanik bölgesinde kalmaktadır Saha; platolar ovalar küçük dağ bitkileri , yüksek tepeler, alüvyonla dolmuş dere ve ırmak vadileri, drenaj havzaları ve erozyonlu dik yamaçlı vadilerde birbirinden ayrılan yüksek düzlüklerden oluşmuştur Erciyes ve Hasan Dağının büyük volkanik konileri , kuzeyden Kızılırmak vadisinin bir kısmı, bazıları bazaltla kaplı aşınmış tüf yatakları araziye hakim özelliktedir
Alan;volkanik tüften oluşmuş ilgi çekici manzara yapısı içerisinde Bizans Kilise mimarisi ve dinsel sanat tarihinden önemli bir devri sergilemektedir Bölgenin özelliklerinden burada yaşayanlar savaşların etkilerinden,merkezi idarenin otoritesinden uzak kalmayı başarabilmişlerdir
Ana ulaşım yollarına uzaklığı ve engebeli bir alan olması ,gizlenmek isteyen veya dini inzivaya çekilenler için uygun korunma yeri olmuştur Manastır hayatı 3 yüzyıl sonları ile 4 yüzyıl başlarında başlamış ve hızla yayılmıştır Manastırlar, kiliseler, şapeller,yemekhaneler ve keşiş hücreleri ,depo ve şarap yapım yerleri bulunan mekanlar oyulmuş,duvar resimleri ile süslenmiştir
Ayrıca saha içerisinde , Ürgüp ,Avcılar, Üçhisar, Çavuşini, Yeni Zelve yerleşimleri, Göreme yöresinin geçmişteki kültürüne uygun tarım ve köy hayatını yansıtan tarihi ve doğal bütünlüğü sağlayan sahaları teşkil eder
Yukarıda anlatılan; Göreme'nin eşsiz jeomorfolojik oluşumu , estetik manzara yapısının görsel değeri ile tarihi ve etnolojik yapısı Milli Parkın kaynak zenginliğinin ana başlıkları sayılabilir
Görülebilecek Yerler: Volkanik tüften oluşmuş ilgi çekici manzara yapısını oluşturan Peribacaları aynı zamanda Bizans kilise mimarisi ve dinsel sanat tarihini sergilemesi açısından başta görülmesi gerekli yerlerdendir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder