14 Mayıs 2012 Pazartesi

Peygamberler Şehri ŞanlıUrfa


HZ. İBRAHİM PEYGAMBER MAKAMI

Şehir merkezindedir Hz. İbrahim Peygamber'in doğduğu rivayet edilen mağaradır. Adak adanır.Çocuk sahibi olmayı dileyenler, çocukları erken doğarsa adını İbrahim Halil koyarlar. İçinde su da olan mağaranın sinir ve ruh hastalarına iyi geldiği öne sürülmektedir.

EYYÜP PEYGAMBER MAKAMI

Şehir merkezinin güneyindedir. Hz. Eyyüp Peygamber'in burada iyileştiği ve yaşadığı rivayet edilir. Buradaki suyun şifalı olduğu öne sürülür. Mağarası Şanlıurfa'nın bilinen adak yerlerinden biridir.


EYYÜP NEBİ

Türbe Viranşehir yakınlarındaki Eyyüp Nebi Köyü'de bulunmaktadır. ürbede Hz. Eyyüp (as)'ın türbesi bulunmaktadır. Ayrıca köyün güneybatısında Hz. Elyesa (as)'nın türbesi bulunmaktadır. Köy mescidinin kuzeyinde Hz. Rahime Hatun'un türbesi bulunmaktadır.



HAYAT EL-HARRANİ

Hayat el-Harrani hazretlerinin babasının adı Kays idi. Harran'da doğup yaşadığı için kendisine el Harrani denilmiştir. Devrinin en büyük evliyasındandır. Hayat el Harrani hazretleri için, vefatından sonra tasarrufları devam eden dört evliyadan biridir denilmektedir. Babası da büyük evliyalardandır. Hayat el-Harrani hicri 581, miladi 1185'de vefat etti. Harran'da defnedildi. 1195'de üzerine bir türbe yapıldı.
Hayat el-Harrani hazretleri çok keramet gösteren bir veli idi. Bugün türbesi halk tarafında ziyaret edilmektedir.






ŞEHY MES'UD (ŞIH MAKSUT)

Şanlıurfa'ya ne zaman geldiği belli değildir. Nişabur'dan geldiği bilinmemektedir. Türbesi ve tekkesi Şanlıurfa'ın güneyinde, Urfa Kalesi'nin de güney tarafına düşen tepenin üzerindedir. Mezarı bu türbenin içindedir. Devrinin alim ve mutasavvuflarındandır. Halk arasında "Şıh Maksut" diye yanlış tanınmaktadır. Asıl adı Şeyh Mes'ud'dur. Bu türbe hem bir ziyaret yeri hem de etrafı bir mesire alanıdır.
Türbe Selçuk mimari tarzında yapılmış olup kubbesi yarı açık bırakılmıştır. Şeyh Mes'ud'un türbesi mezarı türbenin doğu tarafında bulunan eyvanın bodrumundadır. Norma olarak eyvanın içinde tahtadan bir sanduka vardır ve üzeri yeşil bir kumaşla örtülüdür. Bu sandukanın içi boş olup eyvanın altındaki bodrumda mezar bulunmaktadır. Burada beş mezar bulunmakta, bunlardan biri Şeyh Mes'ud'un, biri kızkardeşinin diğer üç mezar da müritlerinin mezarıdır. Mezarların bulunduğu bu bodruma inecek bir kapı bulunmamaktadır. Şeyh Mes'ud'un tekkesinin içinde mescid, çilehaneler ve misafirler için ayrılan odalar bulunmaktadır.

Hoca Ahmed Yesevi'nin halifelerinden biridir. Nişabur'dan Anadolu'ya gelerek halka İslamiyet'i öğretmekle görevlendirilmiştir. Uzun yıllar Urfa'da Müslümanlığa hizmet etmiş evliyalardandır.

BEDİÜZZAMAN AHMET EL-HEMEDANİ

Bediüzzaman Ahmet El-Hemedani hazretlerinin türbesi, kendi adını taşıyan mezarlığın ortasındadır. Türbesinin üzerinde açık bir kitabe bulunmamaktadır. Bediüzzaman Ahmet El-Hemedani hicri 1209 senesinde vefat etmiş ve bu türbeye defnedilmiştir. Halk tarafından devamlı ziyaret edilen türbenin etrafında birçok meşayıh ve ulema mezarı bulunmaktadır.

HAC KERMO

Kadiri şeyhidir. Hac Kermo diye ün kazanmıştır. Bu Kadiri şeyhinin mezarı Harrankapı Kabristanındadır. Devrinin alim ve mutasavvuflarındandır. Hicri Zilkade 1234, Miladi Ağustos 1819 senesinde vefat etmiştir.
Asıl adı Hac Abdulkerim olan Hac Kermo, aslen Bağdatlı'dır, Urfa'ya ne zaman geldiği bilinmemektedir. Mezarı halk tarafından ziyaret edilmektedir.

ABDURRAHMAN DEDE

Şehir merkezinde kendi adı ile anılan caminin mezarlığındadır. Daha çok hastalarca ziyaret edilmektedir.

YAKUP KALFA

Onyedinci yüzyıl Kadiri şeyhlerindendir. Urfalı şair Nabi'nin şeyhidir. Türbesi Şanlıurfa kalesinin eteğinde ve Aynı Zeliha gölünün güney batısındadır. Türbesinin bulunduğu mahalleye Yakubiye mahallesi adı verilmiştir.

ŞAZELİ ALİ DEDE

Şazeli Ali Dede 17. Yüzyılda Urfa'da yaşamış Şazeli Tarikatı şeyhidir. Halil-ür Rahman Kabristanındaki türbesinin içindeki bir yazıda Osmanlı padişahlarından suldan IV. Murad'ın 1639'da Bağdat Seferine giderken, Şazeli Ali Dede'ye misafir olduğu ve kendisine çok ihsanlarda bulunduğu yazılıdır.

ARŞ HOCA

Arş Hoca 1930 yılında yaşamış evliyadan bir zattır. Türbesi Harrankapı mezarlığındadır. Türbesinin üzerindeki kitabesi çok bozuk olduğundan okunamamaktadır. Türbe Yavuz Selim İlkokulu'nun bahçesinde yer almaktadır. Devamlı "Arş" diye bağırdığından adı "Arş Hoca" olarak kalmıştır. Adını pek kimse hatırlamamaktadır. Bir çok kerameti olduğu söylenmektedir.

ŞEYH EBUBEKİR

Ulucami'nin doğu kapısı yanında bulunan türbesi, halk tarafından çok ziyaret edilmektedir. 17. Yüzyılda yaşadığı bilinmektedir. Zamanının büyük evliyasından biridir.


DİPSİZ ZİYARET

Şehir merkezinin 5 km kuzeyinde, Karaköprü semtindedir. Çocukları olmayan gelinler türbenin yanındaki ağaca bez parçaları bağlarlar. Dilekte bulunurlar. Ziyaretin yanında küçük bir göl vardır.

BOZTEPE ZİYARETİ

Bozova ilçesinin Boztepe mıntıkasındadır. Baharda Cuma günleri sıkça gidilen bir yerdir. Çocuk özlemi ile gelen kadınlar çoğunluktadır.

AKBALIK

Hz. İbrahim'in ateşe düştüğü gölün kaynağında, beyaz bir balığın yaşadığı rivayet edilir. Dileği olan, bu balığa şeker ve üzerinde ayetler yazılı bulunan kağıt parçaları atar. Balık görünür ve atılanı yerse dilek kabul edilmiş olur.

ÖKÜZ DAŞI

Şehir merkezinden 15 km. uzaklıkta, Kızlar Köyündedir. Taş uzaktan bakıldığında oturan bir öküzü andırmaktadır. Veli'nin türbesi bu taşın hemen bitişiğindir. Türbe ziyaret edilir. İyileşmek için dua edilir.

DABAKHANE

Şehir merkezindir. Yıkılan türbenin kaybolmaması için üzerine bir şadırvan inşa edilmiştir. Yaramaz ve haylaz
çocukları sükunete kavuşsun diye buraya getirirler.

ŞANLIURFA'DA "SIRA GECESİ" GELENEĞİ

Şanlıurfa folkloru denince hoyratları, türküleri, türkücüleri, çiğ köftesi ve sıra geceleri akla gelir.
Bilhassa kış gecelerinde yaşları birbirine denk yakın arkadaş guruplarının, her hafta bir arkadaşın evinde olmak üzere haftada bir akşam, belirli bir niteliğe ve düzene göre sıra ile yaptıkları toplantılara Şanlıurfa'da "SIRA GECESİ" denir.

SIRA GECESİNDE KURALLAR
Sıraya katılanlar sıra gecesinin kurallarına uymak zorundadır. Bu kurallardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
Önceden belirlenen sıraya gelme ve gitme saatine uyulur, uymayanlara arkadaşlarca tespit edilen ceza verilir. Sıraya gelen misafirler veya yaşça büyük olanlar, saygı ifadesi olarak üst tarafta oturtulur, ev sahibi ise kapıya yakın oturur. Sıra gecesinde müzik icra edilirken konuşmak, sohbet etmek, müziği dinlemeyip başka şeylerle meşgul olmak hoş karşılanmaz. Müzik icra edenlere hakaret sayılır.

Sıra grubunun seçilen bir başkanı vardır. Başkan sıra gecesinin yönetimini üstlenir, kurallara uymayanlara verilen cezaları uygular.
Sıra geceleri genellikle yer sergisi olan evlerde yapılır. Oturan kişilerin ayaklarını uzatmaları, yan gelip yatmaları uygun değildir. Belli bir rahatsızlığı olanların ayağını uzatarak oturmaları hoş karşılanır.

Sıra gecelerinde sohbet ve müzik icrası yanında bazı "Tolaka" ve "Yüzük Fincan" gibi geleneksel oyunlarda oynanır. Bu oyunları oynayarak sıra arkadaşları hoşça vakit geçirirler. Oyunlar sonunda kaybeden tarafa önceden belirlenen bir ceza verilir. Bu ceza sıra kasasına verilecek sembolik bir miktar para veya yiyecek birşey ısmarlama şeklinde olabilir.

SIRA GECESİNDE SOHBET
Sıra gecelerinin en önemli fonksiyonlarından biri sohbettir. Sıra gecelerinde konuşulan konular; sıra gezenlerin mesleklerine, kültür seviyelerine, tahsillerine, meraklı oldukları konulara göre değişiklik arz etse de sırada; sağlık, eğitim, ekonomi, sanat, edebiyat, siyaset, dini konular ile Urfa'nın sorunları, Türkiye ve dünya meseleleri gibi hemen her konu sıra gecelerinde konuşulur. Konuşulan konuda herkes özgürce düşüncesini söyler.
Bazı sıra gecelerine, sıradakilerin merak ettikleri veya ilgi duydukları konunun uzmanı bir misafir özellikle çağrılır ve onun konuşması dinlenir, ondan istifade edilmeye çalışılır.

Sıra gecesine katılan gençler büyüklerini dinleyerek, sohbetlerinden istifade ederler. Bilgileri görgüleri artar. Bilmedikleri bir husus varsa usulüne uygun büyüklerine sorarak bilgi dağarcığını genişletir. Sıra gecelerinde gençler; konuşma ve dinlemenin adabını, nerede konuşulup nerde susulması gerektiğini öğrenirler

SIRA GECESİNDE MÜZİK
Şanlıurfa'da müziğin gelişmesi ve yaşatılmasında, yeni bestelerin ve sanatçıların ortaya çıkışında en önemli faktör sıra geceleridir. Sıra gecelerinde müzik, sıra elemanlarınca usta-çırak geleneği içerisinde icra edilir. Herhangi bir enstrüman çalan veya okuyabilen kişilerin oluşturduğu sıralarda müzik, Urfa makam geleneği içerisinde icra edilir. Müzik faslı Rast veya Divan makamından başlayarak, Uşşak, Hicaz ve gecenin durumuna göre diğer makamlarla devam ederek Kürdi veya Rast makamıyla son bulur. Bu makamlar icra edilirken o makama göre şarkı, türkü okunur. Arada ise hoyrat ve gazel okunur. Müziğe yeni başlayanlar, bu gecelerde ustaları dinleyerek müzik bilgisini alır ve makamları öğrenirler. Bu yönüyle sıra gecelerine "halk konservatuarı" da denilebilir. Bu tür sıra geceleri daha çok, müzisyenlerin bir araya geldiği sıra geceleridir.
Her sıra gecesinde müzik icra edilir diye bir kural da yoktur. Müzisyenlerin oluşturduğu sıra gecelerinde bile müzik, gecenin ancak belli bir bölümünde icra edilir. Çünkü sıra gecesinin esas amacı; sohbettir, dayanışmadır, paylaşmadır.
Son yıllarda televizyonlarda veya çeşitli salonlarda, restoranlarda eğlenmek için düzenlenen müzikli, zaman zaman da içkili gecelere de "sıra gecesi" denmektedir. Bu geceler geleneksel sıra geceleri değildir. Bunlar için "Urfa gecesi" , "Urfa halk müziği gecesi" veya "Urfa asbap gecesi" ifadeleri daha uygun olur kanaatindeyiz.

SIRA GECESİNDE İKRAM
Sıraya gelenlere ilk olarak acı kahve ikram edilir. Çekirdek kahve kavrulup dövüldükten sonra, kaynatılıp süzülerek hazırlanan acı kahveye "mırra" denir. Bu kahve, özel fincanlarla misafirlere sunulur. Mırra, az miktarda konulur ve iki defa verilir. Acı kahvenin yapılması gibi içilmesinin de kendine has kuralları vardır. Bu kurallardan birkaçını şöylece sıralayabiliriz. Kahveyi içen, kahve fincanını yere koymamalı ve mutlaka dağıtana geri vermelidir. Kahveyi içenin, fincanı yere veya masaya koyması, kahveyi verene büyük hakaret sayılır. Eskiden bunun cezası, kahveyi dağıtan bekârsa evlendirilmesi ya da fincanın altınla doldurulup ona verilmesi imiş. Bu kuralı bilmeyen misafirler, kahve fincanını yere koyarsa, bu kural hatırlatılır ve de hoş görülür.
Acı kahveden sonra çay ikram edilir. Gece ilerleyip diğer ikramlar yapıldıktan sonra, sıra gecesinin bittiğini hatırlatmak için son bir acı kahve daha verilir.
Sıra gecelerinde yemek olarak "çiğköfte" yapılır, nadiren mahalli yemeklerin ikram edildiği sıra geceleri de vardır. Diğer bir ifade ile çiğköfte sıra gecelerinin değişmez yemeğidir. Çiğköfte ikram edildiğinde genellikle herkes tabağındakini bitirir. Tabakta çiğköftenin kalması hoş karşılanmaz. Bu çiğköftenin iyi yoğrulmadığı veya malzemelerinin beğenilmediği manasına gelir.

Sırada, çiğköftenin yanında ayran, bostana, salatalık veya maruldan yapılmış cacık, koruk salatası, çoban salatası gibi salatalar ikram edilebilir.
Sıra gecelerinde çiğköfteden sonra kadayıf, şıllık, katmer, baklava veya daş ekmeği, küncülü akkıt, palıza, şire gibi mahalli tatlılardan herhangi biri ikram edilir.

Sıra gecelerinde ikram çiğköfte ve tatlı olarak kararlaştırılmışsa, arkadaşlar arasında eşitlik olsun diye herkes bu kurala uymak zorundadır. İlave bir ikramda bulunana "bunu davet kabul ettik, bu nedenle sırayı tekrar yapacaksın" denilerek ceza verilir.

SIRA GECESİ'NİN ŞANLIURFA KÜLTÜR HAYATINDAKİ YERİ
Şanlıurfa'da yüzyıllardan beri yaşanan ve günümüzde de yaygın olarak sürdürülen sıra gecesi geleneğinin, Şanlıurfa kültür hayatındaki yeri şu başlıklarla sıralanabilir.

"Sıra gecesi" hoşgörüdür, sevgidir
Sıra geceleri sayesinde insanlar birbirleriyle tanışır, konuşur, arkadaşlıklar, dostluklar oluşur. Urfa'da, birliğin, beraberliğin, sevginin, hoşgörünün tohumu sıra gecesinde atılır, yıllarca süren sıra gecelerinde bu tohum büyür ve ulu bir çınar olur. Bu nedenle Urfa'da sıra gecesi, "sıra arkadaşlığı" çok önemlidir. Yıllarca süren sıralardaki arkadaşlıklar, zamanla yakın dostluklara dönüşür.

"Sıra gecesi" bir halk mektebidir
Urfalı; cemaatle oturup kalkmayı, gelenek ve göreneklerini, adab-ı muaşeret kurallarını, cemaatte konuşmanın adabını, yeri geldiğinde konuşmayı, yeri geldiğinde dinlemeyi, büyüğüne saygıyı sıra gecelerinde öğrenir. Sıra gecelerinde zaman zaman çeşitli kitaplar okunur ve yorumları yapılır. Böylece sıra gecesi; eğiten, öğreten bir halk mektebidir.

"Sıra gecesi" nezih bir sohbet ortamıdır,
Sıra gecelerine çağrılan edebiyatçılar, şairler bilim ve din adamları dinlenir, onların bilgilerinden istifade edilir. Menkıbeler, kıssalar, fıkralar anlatılır. Deneyimler aktarılır.

"Sıra gecesi" acıyı ve mutluluğu paylaşmaktır.
Ölüm, düğün gibi birçok acı tatlı olay sıra arkadaşlarınca birlikte paylaşılır.
Sıra arkadaşlarından birinin yakını ölse, diğer arkadaşları cenazenin hazırlanmasından, kaldırılmasına kadar arkadaşlarının yanında olurlar, acısını hafifletmeye çalışırlar. Yine arkadaşlarının düğün, sünnet vb. mutlu gününde yanında olur, mutluluğunu paylaşırlar.

"Sıra gecesi" tanışmaktır, kaynaşmaktır
Sıra geceleri sayesinde insanın çevresi genişler. Sıraya zaman zaman misafirler çağrılır, onlarla tanışılır. Bazı sıra gecelerine bürokratlar da çağrılır, gelen misafirler sıra elamanlarını, sıra elemanları da o bürokratları tanımış olur. Böylece sıra gecesi; tanışmaya, kaynaşmaya ve devlet-halk bütünleşmesine vesile olur.

"Sıra gecesi" bir "halk konservatuarı" dır.
Şanlıurfa'da müziğin gelişmesi ve yaygınlaşmasının en büyük nedeni sıra geceleridir. Bu geceler, usta-çırak geleneğine uygun olarak müziğin öğretildiği ve icra edildiği meşk ortamıdır. Müzikle ilgilenenler bu gecelerde türküyü, gazeli, hoyratı, şarkıyı, makamı, usulü, notayı öğrenir. Müzik terbiyesini burada alır. Bu yönüyle sıra geceleri, bir "halk konservatuarı" dır.

"Sıra gecesi " çok yönlü bir dernektir
Çeşitli hobileri ve özel ilgi alanları olanlar kendi aralarında sıra gecesi grubu oluştururlar. Bu gecelerde sevdikleri konuları konuşur, görüş ve bilgi alışverişinde bulunurlar. Bu yönüyle sıra gecesi; bir dernek gibi fonksiyon üstlenmiş olur.

"Sıra gecesi" bir istişare toplantısıdır.
Şanlıurfa'nın sosyal, kültürel ve ekonomik sorunları sıra gecesinde konuşulur ve tartışılır, çözüm yolları üretilir. önemli birçok konularda kararlar alınır ve uygulanır. Meselâ; Şanlıurfa'nın düşman işgalinden kurtarılması ile ilgili ilk toplantı bir sıra gecesinde yapılmıştır. Bu yönüyle sıra geceleri birer istişare toplantılarıdır.

"Sıra gecesi" bilgilenme toplantılarıdır
Sıra geceleri, ekonomik ve sosyal konuların konuşulduğu, bilgilenme toplantılarıdır. Gündemdeki konular, piyasa ve ticari durum, mevsim mallarının fiyatları, sanayi durumu, yapılan yatırımlar gibi birçok konular sıra gecelerinde konuşulur.

"Sıra gecesi " bir siyaset okuludur
Sıra gecesinde aynı veya değişik siyasi görüş sahibi kişiler bir araya gelebilir. Memleket meseleleri konuşulur, tartışılır bazen de ortak kararlar alınır. Seçim zamanının yaklaştığı günlerde, siyasiler sıra gecelerine katılır ve oradaki insanlara; görüşlerini, planlarını, programlarını anlatarak, sıra gecesi elemanlarının görüşlerini alırlar.

"Sıra gecesi" yardımlaşmadır, dayanışmadır
Sıra geceleri, sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın yoğunlaştığı ve pratiğe dönüştüğü ortamlardır. Sıra gecelerinde cezalardan toplanan paralar, gerektiğinde üzerine de para konularak fakir kimselere yiyecek ve giyecek alımında kullanılır, hayır müesseselerine dağıtılır veya öğrencilere burs olarak verilir.

"Sıra gecesi" geleneklerin yaşatıldığı gecelerdir
Sıra gecelerinde bazen "tolaka" veya " yüzük fincan" oyunu gibi geleneksel oyunlar oynanarak, hoşça vakit geçirilir. Böylece geleneksel oyunlarımız da yaşatılmış olur.

"Sıra gecesi" Şanlıurfa'nın tanıtıldığı gecelerdir
Şanlıurfa'daki veya başka memleketteki Urfalıların sıra gecelerinde, Şanlıurfa gelenekleri, müziği, yemekleri ve tatlıları misafirlere sunulur, böylece Şanlıurfa'nın kültürel ve sosyal tanıtımı yapılır. Bu yönüyle; sıra gecesi bir lobi faaliyeti üslenmiş olur.

"Sıra gecesi" sevgi, barış ve hoşgörü ortamıdır.
Sıra gecelerinde iki aile veya arkadaş arasındaki kırgınlıklar, dargınlıklar istişare edilir ve haklı-haksız belirlenir. Bu kişilerin araları bulunarak barıştırılır. Bu yönüyle sıra geceleri , sevgi, barış ve hoşgörü ortamıdır.

Sıra geceleri;
Arkadaşlıktır, dostluktur, Paylaşmaktır, tanışmaktır, Kırgın olanla barışmaktır, Sevgidir, hoşgörüdür, Fedakârlıkta yarışmaktır,

Sıra geceleri;
Âşıkların saz'a geldiği, Çırakların diz'e geldiği, Ustaların söz'e geldiği, Âriflerin öz'e geldiği, Yüreklerin yanıp köz'e geldiği, Gönül güzelliklerinin göz'e geldiği gecelerdir.

Sıra geceleri;
Ses, saz, söz üstüne sohbettir, Şiirdir, edebiyattır, Musikidir, muhabbettir.

SIRA GECESİ İLE İLGİLİ BİR MAKALE

"SIRA GECESİ" Abuzer AKBIYIK
SIRADAN BİR GECE DEĞİLDİR

"Sıra Gecesi", atalarımızdan bizlere geçen ve halen de yaşayarak sürdürdüğümüz çok güzel bir geleneğimizdir. Bu gelenek son yıllarda Televizyonların çoğalmasıyla medyanın ilgi odağı olmuş, Urfa'ya gelen hemen her programcı "Sıra gecesi' çekimi yapmış, Züğürt ağa, Eşkıya filmleri gibi birçok sinema filminde "Sıra Gecesi" sahneleri kullanılmıştır. Yine Urfa'yı ziyarete gelen guruplara "Sıra gecesi" adı altında geceler tertiplenmektedir.
HZ. İBRAHİM PEYGAMBER MAKAMI

Şehir merkezindedir Hz. İbrahim Peygamber'in doğduğu rivayet edilen mağaradır. Adak adanır.Çocuk sahibi olmayı dileyenler, çocukları erken doğarsa adını İbrahim Halil koyarlar. İçinde su da olan mağaranın sinir ve ruh hastalarına iyi geldiği öne sürülmektedir.

EYYÜP PEYGAMBER MAKAMI

Şehir merkezinin güneyindedir. Hz. Eyyüp Peygamber'in burada iyileştiği ve yaşadığı rivayet edilir. Buradaki suyun şifalı olduğu öne sürülür. Mağarası Şanlıurfa'nın bilinen adak yerlerinden biridir.


EYYÜP NEBİ

Türbe Viranşehir yakınlarındaki Eyyüp Nebi Köyü'de bulunmaktadır. ürbede Hz. Eyyüp (as)'ın türbesi bulunmaktadır. Ayrıca köyün güneybatısında Hz. Elyesa (as)'nın türbesi bulunmaktadır. Köy mescidinin kuzeyinde Hz. Rahime Hatun'un türbesi bulunmaktadır.



HAYAT EL-HARRANİ

Hayat el-Harrani hazretlerinin babasının adı Kays idi. Harran'da doğup yaşadığı için kendisine el Harrani denilmiştir. Devrinin en büyük evliyasındandır. Hayat el Harrani hazretleri için, vefatından sonra tasarrufları devam eden dört evliyadan biridir denilmektedir. Babası da büyük evliyalardandır. Hayat el-Harrani hicri 581, miladi 1185'de vefat etti. Harran'da defnedildi. 1195'de üzerine bir türbe yapıldı.
Hayat el-Harrani hazretleri çok keramet gösteren bir veli idi. Bugün türbesi halk tarafında ziyaret edilmektedir.






ŞEHY MES'UD (ŞIH MAKSUT)

Şanlıurfa'ya ne zaman geldiği belli değildir. Nişabur'dan geldiği bilinmemektedir. Türbesi ve tekkesi Şanlıurfa'ın güneyinde, Urfa Kalesi'nin de güney tarafına düşen tepenin üzerindedir. Mezarı bu türbenin içindedir. Devrinin alim ve mutasavvuflarındandır. Halk arasında "Şıh Maksut" diye yanlış tanınmaktadır. Asıl adı Şeyh Mes'ud'dur. Bu türbe hem bir ziyaret yeri hem de etrafı bir mesire alanıdır.
Türbe Selçuk mimari tarzında yapılmış olup kubbesi yarı açık bırakılmıştır. Şeyh Mes'ud'un türbesi mezarı türbenin doğu tarafında bulunan eyvanın bodrumundadır. Norma olarak eyvanın içinde tahtadan bir sanduka vardır ve üzeri yeşil bir kumaşla örtülüdür. Bu sandukanın içi boş olup eyvanın altındaki bodrumda mezar bulunmaktadır. Burada beş mezar bulunmakta, bunlardan biri Şeyh Mes'ud'un, biri kızkardeşinin diğer üç mezar da müritlerinin mezarıdır. Mezarların bulunduğu bu bodruma inecek bir kapı bulunmamaktadır. Şeyh Mes'ud'un tekkesinin içinde mescid, çilehaneler ve misafirler için ayrılan odalar bulunmaktadır.

Hoca Ahmed Yesevi'nin halifelerinden biridir. Nişabur'dan Anadolu'ya gelerek halka İslamiyet'i öğretmekle görevlendirilmiştir. Uzun yıllar Urfa'da Müslümanlığa hizmet etmiş evliyalardandır.

BEDİÜZZAMAN AHMET EL-HEMEDANİ

Bediüzzaman Ahmet El-Hemedani hazretlerinin türbesi, kendi adını taşıyan mezarlığın ortasındadır. Türbesinin üzerinde açık bir kitabe bulunmamaktadır. Bediüzzaman Ahmet El-Hemedani hicri 1209 senesinde vefat etmiş ve bu türbeye defnedilmiştir. Halk tarafından devamlı ziyaret edilen türbenin etrafında birçok meşayıh ve ulema mezarı bulunmaktadır.

HAC KERMO

Kadiri şeyhidir. Hac Kermo diye ün kazanmıştır. Bu Kadiri şeyhinin mezarı Harrankapı Kabristanındadır. Devrinin alim ve mutasavvuflarındandır. Hicri Zilkade 1234, Miladi Ağustos 1819 senesinde vefat etmiştir.
Asıl adı Hac Abdulkerim olan Hac Kermo, aslen Bağdatlı'dır, Urfa'ya ne zaman geldiği bilinmemektedir. Mezarı halk tarafından ziyaret edilmektedir.

ABDURRAHMAN DEDE

Şehir merkezinde kendi adı ile anılan caminin mezarlığındadır. Daha çok hastalarca ziyaret edilmektedir.

YAKUP KALFA

Onyedinci yüzyıl Kadiri şeyhlerindendir. Urfalı şair Nabi'nin şeyhidir. Türbesi Şanlıurfa kalesinin eteğinde ve Aynı Zeliha gölünün güney batısındadır. Türbesinin bulunduğu mahalleye Yakubiye mahallesi adı verilmiştir.

ŞAZELİ ALİ DEDE

Şazeli Ali Dede 17. Yüzyılda Urfa'da yaşamış Şazeli Tarikatı şeyhidir. Halil-ür Rahman Kabristanındaki türbesinin içindeki bir yazıda Osmanlı padişahlarından suldan IV. Murad'ın 1639'da Bağdat Seferine giderken, Şazeli Ali Dede'ye misafir olduğu ve kendisine çok ihsanlarda bulunduğu yazılıdır.

ARŞ HOCA

Arş Hoca 1930 yılında yaşamış evliyadan bir zattır. Türbesi Harrankapı mezarlığındadır. Türbesinin üzerindeki kitabesi çok bozuk olduğundan okunamamaktadır. Türbe Yavuz Selim İlkokulu'nun bahçesinde yer almaktadır. Devamlı "Arş" diye bağırdığından adı "Arş Hoca" olarak kalmıştır. Adını pek kimse hatırlamamaktadır. Bir çok kerameti olduğu söylenmektedir.

ŞEYH EBUBEKİR

Ulucami'nin doğu kapısı yanında bulunan türbesi, halk tarafından çok ziyaret edilmektedir. 17. Yüzyılda yaşadığı bilinmektedir. Zamanının büyük evliyasından biridir.


DİPSİZ ZİYARET

Şehir merkezinin 5 km kuzeyinde, Karaköprü semtindedir. Çocukları olmayan gelinler türbenin yanındaki ağaca bez parçaları bağlarlar. Dilekte bulunurlar. Ziyaretin yanında küçük bir göl vardır.

BOZTEPE ZİYARETİ

Bozova ilçesinin Boztepe mıntıkasındadır. Baharda Cuma günleri sıkça gidilen bir yerdir. Çocuk özlemi ile gelen kadınlar çoğunluktadır.

AKBALIK

Hz. İbrahim'in ateşe düştüğü gölün kaynağında, beyaz bir balığın yaşadığı rivayet edilir. Dileği olan, bu balığa şeker ve üzerinde ayetler yazılı bulunan kağıt parçaları atar. Balık görünür ve atılanı yerse dilek kabul edilmiş olur.

ÖKÜZ DAŞI

Şehir merkezinden 15 km. uzaklıkta, Kızlar Köyündedir. Taş uzaktan bakıldığında oturan bir öküzü andırmaktadır. Veli'nin türbesi bu taşın hemen bitişiğindir. Türbe ziyaret edilir. İyileşmek için dua edilir.

DABAKHANE

Şehir merkezindir. Yıkılan türbenin kaybolmaması için üzerine bir şadırvan inşa edilmiştir. Yaramaz ve haylaz
çocukları sükunete kavuşsun diye buraya getirirler.

ŞANLIURFA'DA "SIRA GECESİ" GELENEĞİ

Şanlıurfa folkloru denince hoyratları, türküleri, türkücüleri, çiğ köftesi ve sıra geceleri akla gelir.
Bilhassa kış gecelerinde yaşları birbirine denk yakın arkadaş guruplarının, her hafta bir arkadaşın evinde olmak üzere haftada bir akşam, belirli bir niteliğe ve düzene göre sıra ile yaptıkları toplantılara Şanlıurfa'da "SIRA GECESİ" denir.

SIRA GECESİNDE KURALLAR
Sıraya katılanlar sıra gecesinin kurallarına uymak zorundadır. Bu kurallardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
Önceden belirlenen sıraya gelme ve gitme saatine uyulur, uymayanlara arkadaşlarca tespit edilen ceza verilir. Sıraya gelen misafirler veya yaşça büyük olanlar, saygı ifadesi olarak üst tarafta oturtulur, ev sahibi ise kapıya yakın oturur. Sıra gecesinde müzik icra edilirken konuşmak, sohbet etmek, müziği dinlemeyip başka şeylerle meşgul olmak hoş karşılanmaz. Müzik icra edenlere hakaret sayılır.

Sıra grubunun seçilen bir başkanı vardır. Başkan sıra gecesinin yönetimini üstlenir, kurallara uymayanlara verilen cezaları uygular.
Sıra geceleri genellikle yer sergisi olan evlerde yapılır. Oturan kişilerin ayaklarını uzatmaları, yan gelip yatmaları uygun değildir. Belli bir rahatsızlığı olanların ayağını uzatarak oturmaları hoş karşılanır.

Sıra gecelerinde sohbet ve müzik icrası yanında bazı "Tolaka" ve "Yüzük Fincan" gibi geleneksel oyunlarda oynanır. Bu oyunları oynayarak sıra arkadaşları hoşça vakit geçirirler. Oyunlar sonunda kaybeden tarafa önceden belirlenen bir ceza verilir. Bu ceza sıra kasasına verilecek sembolik bir miktar para veya yiyecek birşey ısmarlama şeklinde olabilir.

SIRA GECESİNDE SOHBET
Sıra gecelerinin en önemli fonksiyonlarından biri sohbettir. Sıra gecelerinde konuşulan konular; sıra gezenlerin mesleklerine, kültür seviyelerine, tahsillerine, meraklı oldukları konulara göre değişiklik arz etse de sırada; sağlık, eğitim, ekonomi, sanat, edebiyat, siyaset, dini konular ile Urfa'nın sorunları, Türkiye ve dünya meseleleri gibi hemen her konu sıra gecelerinde konuşulur. Konuşulan konuda herkes özgürce düşüncesini söyler.
Bazı sıra gecelerine, sıradakilerin merak ettikleri veya ilgi duydukları konunun uzmanı bir misafir özellikle çağrılır ve onun konuşması dinlenir, ondan istifade edilmeye çalışılır.

Sıra gecesine katılan gençler büyüklerini dinleyerek, sohbetlerinden istifade ederler. Bilgileri görgüleri artar. Bilmedikleri bir husus varsa usulüne uygun büyüklerine sorarak bilgi dağarcığını genişletir. Sıra gecelerinde gençler; konuşma ve dinlemenin adabını, nerede konuşulup nerde susulması gerektiğini öğrenirler

SIRA GECESİNDE MÜZİK
Şanlıurfa'da müziğin gelişmesi ve yaşatılmasında, yeni bestelerin ve sanatçıların ortaya çıkışında en önemli faktör sıra geceleridir. Sıra gecelerinde müzik, sıra elemanlarınca usta-çırak geleneği içerisinde icra edilir. Herhangi bir enstrüman çalan veya okuyabilen kişilerin oluşturduğu sıralarda müzik, Urfa makam geleneği içerisinde icra edilir. Müzik faslı Rast veya Divan makamından başlayarak, Uşşak, Hicaz ve gecenin durumuna göre diğer makamlarla devam ederek Kürdi veya Rast makamıyla son bulur. Bu makamlar icra edilirken o makama göre şarkı, türkü okunur. Arada ise hoyrat ve gazel okunur. Müziğe yeni başlayanlar, bu gecelerde ustaları dinleyerek müzik bilgisini alır ve makamları öğrenirler. Bu yönüyle sıra gecelerine "halk konservatuarı" da denilebilir. Bu tür sıra geceleri daha çok, müzisyenlerin bir araya geldiği sıra geceleridir.
Her sıra gecesinde müzik icra edilir diye bir kural da yoktur. Müzisyenlerin oluşturduğu sıra gecelerinde bile müzik, gecenin ancak belli bir bölümünde icra edilir. Çünkü sıra gecesinin esas amacı; sohbettir, dayanışmadır, paylaşmadır.
Son yıllarda televizyonlarda veya çeşitli salonlarda, restoranlarda eğlenmek için düzenlenen müzikli, zaman zaman da içkili gecelere de "sıra gecesi" denmektedir. Bu geceler geleneksel sıra geceleri değildir. Bunlar için "Urfa gecesi" , "Urfa halk müziği gecesi" veya "Urfa asbap gecesi" ifadeleri daha uygun olur kanaatindeyiz.

SIRA GECESİNDE İKRAM
Sıraya gelenlere ilk olarak acı kahve ikram edilir. Çekirdek kahve kavrulup dövüldükten sonra, kaynatılıp süzülerek hazırlanan acı kahveye "mırra" denir. Bu kahve, özel fincanlarla misafirlere sunulur. Mırra, az miktarda konulur ve iki defa verilir. Acı kahvenin yapılması gibi içilmesinin de kendine has kuralları vardır. Bu kurallardan birkaçını şöylece sıralayabiliriz. Kahveyi içen, kahve fincanını yere koymamalı ve mutlaka dağıtana geri vermelidir. Kahveyi içenin, fincanı yere veya masaya koyması, kahveyi verene büyük hakaret sayılır. Eskiden bunun cezası, kahveyi dağıtan bekârsa evlendirilmesi ya da fincanın altınla doldurulup ona verilmesi imiş. Bu kuralı bilmeyen misafirler, kahve fincanını yere koyarsa, bu kural hatırlatılır ve de hoş görülür.
Acı kahveden sonra çay ikram edilir. Gece ilerleyip diğer ikramlar yapıldıktan sonra, sıra gecesinin bittiğini hatırlatmak için son bir acı kahve daha verilir.
Sıra gecelerinde yemek olarak "çiğköfte" yapılır, nadiren mahalli yemeklerin ikram edildiği sıra geceleri de vardır. Diğer bir ifade ile çiğköfte sıra gecelerinin değişmez yemeğidir. Çiğköfte ikram edildiğinde genellikle herkes tabağındakini bitirir. Tabakta çiğköftenin kalması hoş karşılanmaz. Bu çiğköftenin iyi yoğrulmadığı veya malzemelerinin beğenilmediği manasına gelir.
HZ. İBRAHİM PEYGAMBER MAKAMI

Şehir merkezindedir Hz. İbrahim Peygamber'in doğduğu rivayet edilen mağaradır. Adak adanır.Çocuk sahibi olmayı dileyenler, çocukları erken doğarsa adını İbrahim Halil koyarlar. İçinde su da olan mağaranın sinir ve ruh hastalarına iyi geldiği öne sürülmektedir.

EYYÜP PEYGAMBER MAKAMI

Şehir merkezinin güneyindedir. Hz. Eyyüp Peygamber'in burada iyileştiği ve yaşadığı rivayet edilir. Buradaki suyun şifalı olduğu öne sürülür. Mağarası Şanlıurfa'nın bilinen adak yerlerinden biridir.


EYYÜP NEBİ

Türbe Viranşehir yakınlarındaki Eyyüp Nebi Köyü'de bulunmaktadır. ürbede Hz. Eyyüp (as)'ın türbesi bulunmaktadır. Ayrıca köyün güneybatısında Hz. Elyesa (as)'nın türbesi bulunmaktadır. Köy mescidinin kuzeyinde Hz. Rahime Hatun'un türbesi bulunmaktadır.



HAYAT EL-HARRANİ

Hayat el-Harrani hazretlerinin babasının adı Kays idi. Harran'da doğup yaşadığı için kendisine el Harrani denilmiştir. Devrinin en büyük evliyasındandır. Hayat el Harrani hazretleri için, vefatından sonra tasarrufları devam eden dört evliyadan biridir denilmektedir. Babası da büyük evliyalardandır. Hayat el-Harrani hicri 581, miladi 1185'de vefat etti. Harran'da defnedildi. 1195'de üzerine bir türbe yapıldı.
Hayat el-Harrani hazretleri çok keramet gösteren bir veli idi. Bugün türbesi halk tarafında ziyaret edilmektedir.






ŞEHY MES'UD (ŞIH MAKSUT)

Şanlıurfa'ya ne zaman geldiği belli değildir. Nişabur'dan geldiği bilinmemektedir. Türbesi ve tekkesi Şanlıurfa'ın güneyinde, Urfa Kalesi'nin de güney tarafına düşen tepenin üzerindedir. Mezarı bu türbenin içindedir. Devrinin alim ve mutasavvuflarındandır. Halk arasında "Şıh Maksut" diye yanlış tanınmaktadır. Asıl adı Şeyh Mes'ud'dur. Bu türbe hem bir ziyaret yeri hem de etrafı bir mesire alanıdır.
Türbe Selçuk mimari tarzında yapılmış olup kubbesi yarı açık bırakılmıştır. Şeyh Mes'ud'un türbesi mezarı türbenin doğu tarafında bulunan eyvanın bodrumundadır. Norma olarak eyvanın içinde tahtadan bir sanduka vardır ve üzeri yeşil bir kumaşla örtülüdür. Bu sandukanın içi boş olup eyvanın altındaki bodrumda mezar bulunmaktadır. Burada beş mezar bulunmakta, bunlardan biri Şeyh Mes'ud'un, biri kızkardeşinin diğer üç mezar da müritlerinin mezarıdır. Mezarların bulunduğu bu bodruma inecek bir kapı bulunmamaktadır. Şeyh Mes'ud'un tekkesinin içinde mescid, çilehaneler ve misafirler için ayrılan odalar bulunmaktadır.

Hoca Ahmed Yesevi'nin halifelerinden biridir. Nişabur'dan Anadolu'ya gelerek halka İslamiyet'i öğretmekle görevlendirilmiştir. Uzun yıllar Urfa'da Müslümanlığa hizmet etmiş evliyalardandır.

BEDİÜZZAMAN AHMET EL-HEMEDANİ

Bediüzzaman Ahmet El-Hemedani hazretlerinin türbesi, kendi adını taşıyan mezarlığın ortasındadır. Türbesinin üzerinde açık bir kitabe bulunmamaktadır. Bediüzzaman Ahmet El-Hemedani hicri 1209 senesinde vefat etmiş ve bu türbeye defnedilmiştir. Halk tarafından devamlı ziyaret edilen türbenin etrafında birçok meşayıh ve ulema mezarı bulunmaktadır.

HAC KERMO

Kadiri şeyhidir. Hac Kermo diye ün kazanmıştır. Bu Kadiri şeyhinin mezarı Harrankapı Kabristanındadır. Devrinin alim ve mutasavvuflarındandır. Hicri Zilkade 1234, Miladi Ağustos 1819 senesinde vefat etmiştir.
Asıl adı Hac Abdulkerim olan Hac Kermo, aslen Bağdatlı'dır, Urfa'ya ne zaman geldiği bilinmemektedir. Mezarı halk tarafından ziyaret edilmektedir.

ABDURRAHMAN DEDE

Şehir merkezinde kendi adı ile anılan caminin mezarlığındadır. Daha çok hastalarca ziyaret edilmektedir.

YAKUP KALFA

Onyedinci yüzyıl Kadiri şeyhlerindendir. Urfalı şair Nabi'nin şeyhidir. Türbesi Şanlıurfa kalesinin eteğinde ve Aynı Zeliha gölünün güney batısındadır. Türbesinin bulunduğu mahalleye Yakubiye mahallesi adı verilmiştir.

ŞAZELİ ALİ DEDE

Şazeli Ali Dede 17. Yüzyılda Urfa'da yaşamış Şazeli Tarikatı şeyhidir. Halil-ür Rahman Kabristanındaki türbesinin içindeki bir yazıda Osmanlı padişahlarından suldan IV. Murad'ın 1639'da Bağdat Seferine giderken, Şazeli Ali Dede'ye misafir olduğu ve kendisine çok ihsanlarda bulunduğu yazılıdır.

ARŞ HOCA

Arş Hoca 1930 yılında yaşamış evliyadan bir zattır. Türbesi Harrankapı mezarlığındadır. Türbesinin üzerindeki kitabesi çok bozuk olduğundan okunamamaktadır. Türbe Yavuz Selim İlkokulu'nun bahçesinde yer almaktadır. Devamlı "Arş" diye bağırdığından adı "Arş Hoca" olarak kalmıştır. Adını pek kimse hatırlamamaktadır. Bir çok kerameti olduğu söylenmektedir.

ŞEYH EBUBEKİR

Ulucami'nin doğu kapısı yanında bulunan türbesi, halk tarafından çok ziyaret edilmektedir. 17. Yüzyılda yaşadığı bilinmektedir. Zamanının büyük evliyasından biridir.


DİPSİZ ZİYARET

Şehir merkezinin 5 km kuzeyinde, Karaköprü semtindedir. Çocukları olmayan gelinler türbenin yanındaki ağaca bez parçaları bağlarlar. Dilekte bulunurlar. Ziyaretin yanında küçük bir göl vardır.

BOZTEPE ZİYARETİ

Bozova ilçesinin Boztepe mıntıkasındadır. Baharda Cuma günleri sıkça gidilen bir yerdir. Çocuk özlemi ile gelen kadınlar çoğunluktadır.

AKBALIK

Hz. İbrahim'in ateşe düştüğü gölün kaynağında, beyaz bir balığın yaşadığı rivayet edilir. Dileği olan, bu balığa şeker ve üzerinde ayetler yazılı bulunan kağıt parçaları atar. Balık görünür ve atılanı yerse dilek kabul edilmiş olur.

ÖKÜZ DAŞI

Şehir merkezinden 15 km. uzaklıkta, Kızlar Köyündedir. Taş uzaktan bakıldığında oturan bir öküzü andırmaktadır. Veli'nin türbesi bu taşın hemen bitişiğindir. Türbe ziyaret edilir. İyileşmek için dua edilir.

DABAKHANE

Şehir merkezindir. Yıkılan türbenin kaybolmaması için üzerine bir şadırvan inşa edilmiştir. Yaramaz ve haylaz
çocukları sükunete kavuşsun diye buraya getirirler.

ŞANLIURFA'DA "SIRA GECESİ" GELENEĞİ

Şanlıurfa folkloru denince hoyratları, türküleri, türkücüleri, çiğ köftesi ve sıra geceleri akla gelir.
Bilhassa kış gecelerinde yaşları birbirine denk yakın arkadaş guruplarının, her hafta bir arkadaşın evinde olmak üzere haftada bir akşam, belirli bir niteliğe ve düzene göre sıra ile yaptıkları toplantılara Şanlıurfa'da "SIRA GECESİ" denir.

SIRA GECESİNDE KURALLAR
Sıraya katılanlar sıra gecesinin kurallarına uymak zorundadır. Bu kurallardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
Önceden belirlenen sıraya gelme ve gitme saatine uyulur, uymayanlara arkadaşlarca tespit edilen ceza verilir. Sıraya gelen misafirler veya yaşça büyük olanlar, saygı ifadesi olarak üst tarafta oturtulur, ev sahibi ise kapıya yakın oturur. Sıra gecesinde müzik icra edilirken konuşmak, sohbet etmek, müziği dinlemeyip başka şeylerle meşgul olmak hoş karşılanmaz. Müzik icra edenlere hakaret sayılır.

Sıra grubunun seçilen bir başkanı vardır. Başkan sıra gecesinin yönetimini üstlenir, kurallara uymayanlara verilen cezaları uygular.
Sıra geceleri genellikle yer sergisi olan evlerde yapılır. Oturan kişilerin ayaklarını uzatmaları, yan gelip yatmaları uygun değildir. Belli bir rahatsızlığı olanların ayağını uzatarak oturmaları hoş karşılanır.

Sıra gecelerinde sohbet ve müzik icrası yanında bazı "Tolaka" ve "Yüzük Fincan" gibi geleneksel oyunlarda oynanır. Bu oyunları oynayarak sıra arkadaşları hoşça vakit geçirirler. Oyunlar sonunda kaybeden tarafa önceden belirlenen bir ceza verilir. Bu ceza sıra kasasına verilecek sembolik bir miktar para veya yiyecek birşey ısmarlama şeklinde olabilir.

SIRA GECESİNDE SOHBET
Sıra gecelerinin en önemli fonksiyonlarından biri sohbettir. Sıra gecelerinde konuşulan konular; sıra gezenlerin mesleklerine, kültür seviyelerine, tahsillerine, meraklı oldukları konulara göre değişiklik arz etse de sırada; sağlık, eğitim, ekonomi, sanat, edebiyat, siyaset, dini konular ile Urfa'nın sorunları, Türkiye ve dünya meseleleri gibi hemen her konu sıra gecelerinde konuşulur. Konuşulan konuda herkes özgürce düşüncesini söyler.
Bazı sıra gecelerine, sıradakilerin merak ettikleri veya ilgi duydukları konunun uzmanı bir misafir özellikle çağrılır ve onun konuşması dinlenir, ondan istifade edilmeye çalışılır.

Sıra gecesine katılan gençler büyüklerini dinleyerek, sohbetlerinden istifade ederler. Bilgileri görgüleri artar. Bilmedikleri bir husus varsa usulüne uygun büyüklerine sorarak bilgi dağarcığını genişletir. Sıra gecelerinde gençler; konuşma ve dinlemenin adabını, nerede konuşulup nerde susulması gerektiğini öğrenirler

SIRA GECESİNDE MÜZİK
Şanlıurfa'da müziğin gelişmesi ve yaşatılmasında, yeni bestelerin ve sanatçıların ortaya çıkışında en önemli faktör sıra geceleridir. Sıra gecelerinde müzik, sıra elemanlarınca usta-çırak geleneği içerisinde icra edilir. Herhangi bir enstrüman çalan veya okuyabilen kişilerin oluşturduğu sıralarda müzik, Urfa makam geleneği içerisinde icra edilir. Müzik faslı Rast veya Divan makamından başlayarak, Uşşak, Hicaz ve gecenin durumuna göre diğer makamlarla devam ederek Kürdi veya Rast makamıyla son bulur. Bu makamlar icra edilirken o makama göre şarkı, türkü okunur. Arada ise hoyrat ve gazel okunur. Müziğe yeni başlayanlar, bu gecelerde ustaları dinleyerek müzik bilgisini alır ve makamları öğrenirler. Bu yönüyle sıra gecelerine "halk konservatuarı" da denilebilir. Bu tür sıra geceleri daha çok, müzisyenlerin bir araya geldiği sıra geceleridir.
Her sıra gecesinde müzik icra edilir diye bir kural da yoktur. Müzisyenlerin oluşturduğu sıra gecelerinde bile müzik, gecenin ancak belli bir bölümünde icra edilir. Çünkü sıra gecesinin esas amacı; sohbettir, dayanışmadır, paylaşmadır.
Son yıllarda televizyonlarda veya çeşitli salonlarda, restoranlarda eğlenmek için düzenlenen müzikli, zaman zaman da içkili gecelere de "sıra gecesi" denmektedir. Bu geceler geleneksel sıra geceleri değildir. Bunlar için "Urfa gecesi" , "Urfa halk müziği gecesi" veya "Urfa asbap gecesi" ifadeleri daha uygun olur kanaatindeyiz.

SIRA GECESİNDE İKRAM
Sıraya gelenlere ilk olarak acı kahve ikram edilir. Çekirdek kahve kavrulup dövüldükten sonra, kaynatılıp süzülerek hazırlanan acı kahveye "mırra" denir. Bu kahve, özel fincanlarla misafirlere sunulur. Mırra, az miktarda konulur ve iki defa verilir. Acı kahvenin yapılması gibi içilmesinin de kendine has kuralları vardır. Bu kurallardan birkaçını şöylece sıralayabiliriz. Kahveyi içen, kahve fincanını yere koymamalı ve mutlaka dağıtana geri vermelidir. Kahveyi içenin, fincanı yere veya masaya koyması, kahveyi verene büyük hakaret sayılır. Eskiden bunun cezası, kahveyi dağıtan bekârsa evlendirilmesi ya da fincanın altınla doldurulup ona verilmesi imiş. Bu kuralı bilmeyen misafirler, kahve fincanını yere koyarsa, bu kural hatırlatılır ve de hoş görülür.
Acı kahveden sonra çay ikram edilir. Gece ilerleyip diğer ikramlar yapıldıktan sonra, sıra gecesinin bittiğini hatırlatmak için son bir acı kahve daha verilir.
Sıra gecelerinde yemek olarak "çiğköfte" yapılır, nadiren mahalli yemeklerin ikram edildiği sıra geceleri de vardır. Diğer bir ifade ile çiğköfte sıra gecelerinin değişmez yemeğidir. Çiğköfte ikram edildiğinde genellikle herkes tabağındakini bitirir. Tabakta çiğköftenin kalması hoş karşılanmaz. Bu çiğköftenin iyi yoğrulmadığı veya malzemelerinin beğenilmediği manasına gelir.

Sırada, çiğköftenin yanında ayran, bostana, salatalık veya maruldan yapılmış cacık, koruk salatası, çoban salatası gibi salatalar ikram edilebilir.
Sıra gecelerinde çiğköfteden sonra kadayıf, şıllık, katmer, baklava veya daş ekmeği, küncülü akkıt, palıza, şire gibi mahalli tatlılardan herhangi biri ikram edilir.

Sıra gecelerinde ikram çiğköfte ve tatlı olarak kararlaştırılmışsa, arkadaşlar arasında eşitlik olsun diye herkes bu kurala uymak zorundadır. İlave bir ikramda bulunana "bunu davet kabul ettik, bu nedenle sırayı tekrar yapacaksın" denilerek ceza verilir.

SIRA GECESİ'NİN ŞANLIURFA KÜLTÜR HAYATINDAKİ YERİ
Şanlıurfa'da yüzyıllardan beri yaşanan ve günümüzde de yaygın olarak sürdürülen sıra gecesi geleneğinin, Şanlıurfa kültür hayatındaki yeri şu başlıklarla sıralanabilir.

"Sıra gecesi" hoşgörüdür, sevgidir
Sıra geceleri sayesinde insanlar birbirleriyle tanışır, konuşur, arkadaşlıklar, dostluklar oluşur. Urfa'da, birliğin, beraberliğin, sevginin, hoşgörünün tohumu sıra gecesinde atılır, yıllarca süren sıra gecelerinde bu tohum büyür ve ulu bir çınar olur. Bu nedenle Urfa'da sıra gecesi, "sıra arkadaşlığı" çok önemlidir. Yıllarca süren sıralardaki arkadaşlıklar, zamanla yakın dostluklara dönüşür.

"Sıra gecesi" bir halk mektebidir
Urfalı; cemaatle oturup kalkmayı, gelenek ve göreneklerini, adab-ı muaşeret kurallarını, cemaatte konuşmanın adabını, yeri geldiğinde konuşmayı, yeri geldiğinde dinlemeyi, büyüğüne saygıyı sıra gecelerinde öğrenir. Sıra gecelerinde zaman zaman çeşitli kitaplar okunur ve yorumları yapılır. Böylece sıra gecesi; eğiten, öğreten bir halk mektebidir.

"Sıra gecesi" nezih bir sohbet ortamıdır,
Sıra gecelerine çağrılan edebiyatçılar, şairler bilim ve din adamları dinlenir, onların bilgilerinden istifade edilir. Menkıbeler, kıssalar, fıkralar anlatılır. Deneyimler aktarılır.

"Sıra gecesi" acıyı ve mutluluğu paylaşmaktır.
Ölüm, düğün gibi birçok acı tatlı olay sıra arkadaşlarınca birlikte paylaşılır.
Sıra arkadaşlarından birinin yakını ölse, diğer arkadaşları cenazenin hazırlanmasından, kaldırılmasına kadar arkadaşlarının yanında olurlar, acısını hafifletmeye çalışırlar. Yine arkadaşlarının düğün, sünnet vb. mutlu gününde yanında olur, mutluluğunu paylaşırlar.

"Sıra gecesi" tanışmaktır, kaynaşmaktır
Sıra geceleri sayesinde insanın çevresi genişler. Sıraya zaman zaman misafirler çağrılır, onlarla tanışılır. Bazı sıra gecelerine bürokratlar da çağrılır, gelen misafirler sıra elamanlarını, sıra elemanları da o bürokratları tanımış olur. Böylece sıra gecesi; tanışmaya, kaynaşmaya ve devlet-halk bütünleşmesine vesile olur.

"Sıra gecesi" bir "halk konservatuarı" dır.
Şanlıurfa'da müziğin gelişmesi ve yaygınlaşmasının en büyük nedeni sıra geceleridir. Bu geceler, usta-çırak geleneğine uygun olarak müziğin öğretildiği ve icra edildiği meşk ortamıdır. Müzikle ilgilenenler bu gecelerde türküyü, gazeli, hoyratı, şarkıyı, makamı, usulü, notayı öğrenir. Müzik terbiyesini burada alır. Bu yönüyle sıra geceleri, bir "halk konservatuarı" dır.

"Sıra gecesi " çok yönlü bir dernektir
Çeşitli hobileri ve özel ilgi alanları olanlar kendi aralarında sıra gecesi grubu oluştururlar. Bu gecelerde sevdikleri konuları konuşur, görüş ve bilgi alışverişinde bulunurlar. Bu yönüyle sıra gecesi; bir dernek gibi fonksiyon üstlenmiş olur.

"Sıra gecesi" bir istişare toplantısıdır.
Şanlıurfa'nın sosyal, kültürel ve ekonomik sorunları sıra gecesinde konuşulur ve tartışılır, çözüm yolları üretilir. önemli birçok konularda kararlar alınır ve uygulanır. Meselâ; Şanlıurfa'nın düşman işgalinden kurtarılması ile ilgili ilk toplantı bir sıra gecesinde yapılmıştır. Bu yönüyle sıra geceleri birer istişare toplantılarıdır.

"Sıra gecesi" bilgilenme toplantılarıdır
Sıra geceleri, ekonomik ve sosyal konuların konuşulduğu, bilgilenme toplantılarıdır. Gündemdeki konular, piyasa ve ticari durum, mevsim mallarının fiyatları, sanayi durumu, yapılan yatırımlar gibi birçok konular sıra gecelerinde konuşulur.

"Sıra gecesi " bir siyaset okuludur
Sıra gecesinde aynı veya değişik siyasi görüş sahibi kişiler bir araya gelebilir. Memleket meseleleri konuşulur, tartışılır bazen de ortak kararlar alınır. Seçim zamanının yaklaştığı günlerde, siyasiler sıra gecelerine katılır ve oradaki insanlara; görüşlerini, planlarını, programlarını anlatarak, sıra gecesi elemanlarının görüşlerini alırlar.

"Sıra gecesi" yardımlaşmadır, dayanışmadır
Sıra geceleri, sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın yoğunlaştığı ve pratiğe dönüştüğü ortamlardır. Sıra gecelerinde cezalardan toplanan paralar, gerektiğinde üzerine de para konularak fakir kimselere yiyecek ve giyecek alımında kullanılır, hayır müesseselerine dağıtılır veya öğrencilere burs olarak verilir.

"Sıra gecesi" geleneklerin yaşatıldığı gecelerdir
Sıra gecelerinde bazen "tolaka" veya " yüzük fincan" oyunu gibi geleneksel oyunlar oynanarak, hoşça vakit geçirilir. Böylece geleneksel oyunlarımız da yaşatılmış olur.

"Sıra gecesi" Şanlıurfa'nın tanıtıldığı gecelerdir
Şanlıurfa'daki veya başka memleketteki Urfalıların sıra gecelerinde, Şanlıurfa gelenekleri, müziği, yemekleri ve tatlıları misafirlere sunulur, böylece Şanlıurfa'nın kültürel ve sosyal tanıtımı yapılır. Bu yönüyle; sıra gecesi bir lobi faaliyeti üslenmiş olur.

"Sıra gecesi" sevgi, barış ve hoşgörü ortamıdır.
Sıra gecelerinde iki aile veya arkadaş arasındaki kırgınlıklar, dargınlıklar istişare edilir ve haklı-haksız belirlenir. Bu kişilerin araları bulunarak barıştırılır. Bu yönüyle sıra geceleri , sevgi, barış ve hoşgörü ortamıdır.

Sıra geceleri;
Arkadaşlıktır, dostluktur, Paylaşmaktır, tanışmaktır, Kırgın olanla barışmaktır, Sevgidir, hoşgörüdür, Fedakârlıkta yarışmaktır,

Sıra geceleri;
Âşıkların saz'a geldiği, Çırakların diz'e geldiği, Ustaların söz'e geldiği, Âriflerin öz'e geldiği, Yüreklerin yanıp köz'e geldiği, Gönül güzelliklerinin göz'e geldiği gecelerdir.

Sıra geceleri;
Ses, saz, söz üstüne sohbettir, Şiirdir, edebiyattır, Musikidir, muhabbettir.

SIRA GECESİ İLE İLGİLİ BİR MAKALE

"SIRA GECESİ" Abuzer AKBIYIK
SIRADAN BİR GECE DEĞİLDİR

"Sıra Gecesi", atalarımızdan bizlere geçen ve halen de yaşayarak sürdürdüğümüz çok güzel bir geleneğimizdir. Bu gelenek son yıllarda Televizyonların çoğalmasıyla medyanın ilgi odağı olmuş, Urfa'ya gelen hemen her programcı "Sıra gecesi' çekimi yapmış, Züğürt ağa, Eşkıya filmleri gibi birçok sinema filminde "Sıra Gecesi" sahneleri kullanılmıştır. Yine Urfa'yı ziyarete gelen guruplara "Sıra gecesi" adı altında geceler tertiplenmektedir.

"Sıra gecesi" Urfa'ya gelen yabancılara Şanlıurfa kültürünün tanıtımına bir araç olmaktadır. Yine Urfa dışında düzenlenen "Sıra Gecesi" programları ve televizyondaki "Sıra Gecesi" programlarıyla birçok kişi Urfa kültürüyle tanışmakta iç içe olmaktadır. Sıra gecesi programları, işin bu yönüyle güzel bir tanıtım aracıdır.

Bazı televizyonlarda ve sinema filmlerinde "Sıra Gecesinin" , sadece müzik icra edilen, çiğköfte yenen bir toplantı olarak tanıtıldığına icra edildiğine, hazırlanan köftenin tavana, oraya buraya atıldığına tanık olmaktayız. Hatta bazı programlarda "Sıra gecesi" içkilerin içildiği bir müzik eğlence gecesi şeklinde sunulmaktadır. Sıra gecesinin, vur patlasın çal oynasın tarzda yapılan kafaların demlendiği "oturak alemleri" gibi geceler olduğu imajı yaratılmaktadır. Bu yanlıştır. Kültürel değerlerimizi yozlaştırmaktır.

Şanlıurfa'da sadece eğlenmek ve içki içmek üzere bir araya gelinen gecelere "Sıra gecesi " değil, "Asbap Gecesi" denir. Düğünden bir gece önce damadın arkadaşları ve çalan söyleyenler bir araya gelir ve hem müzik yaparlar hem de içki içerler. İçki içilmeyen sadece eğlenmek için yapılan Asbap Geceleri de vardır.

Sıra geceleri, Asbap Gecesinden tamamen farklıdır. Sıra gecelerinde içki içilmez. Müzik belli bir makam geleneğine göre yapılır.

Arkadaş gurupları haftada birinin evinde sıra ile olmak üzere bir araya geldikleri için bu gecelere "Sıra gecesi " denilmiştir.

Şanlıurfa'da "Sıra gecesi", "sıradan bir gece" değildir. Sohbetin kültürün edebiyatın müziğin harmanlandığı nezih ortamlardır. Sıra gecelerinde müzik icra edilir, çiğköfte yenir ama müzik ve yemek sıra gecesinin tamamı değil, bir bölümüdür, Amaç; sosyal, kültürel ve dini konularda sohbettir, muhabbettir, dayanışma ve yardımlaşmadır, geleneklerin yaşatılmasıdır.

Sırada, çiğköftenin yanında ayran, bostana, salatalık veya maruldan yapılmış cacık, koruk salatası, çoban salatası gibi salatalar ikram edilebilir.
Sıra gecelerinde çiğköfteden sonra kadayıf, şıllık, katmer, baklava veya daş ekmeği, küncülü akkıt, palıza, şire gibi mahalli tatlılardan herhangi biri ikram edilir.

Sıra gecelerinde ikram çiğköfte ve tatlı olarak kararlaştırılmışsa, arkadaşlar arasında eşitlik olsun diye herkes bu kurala uymak zorundadır. İlave bir ikramda bulunana "bunu davet kabul ettik, bu nedenle sırayı tekrar yapacaksın" denilerek ceza verilir.

SIRA GECESİ'NİN ŞANLIURFA KÜLTÜR HAYATINDAKİ YERİ
Şanlıurfa'da yüzyıllardan beri yaşanan ve günümüzde de yaygın olarak sürdürülen sıra gecesi geleneğinin, Şanlıurfa kültür hayatındaki yeri şu başlıklarla sıralanabilir.

"Sıra gecesi" hoşgörüdür, sevgidir
Sıra geceleri sayesinde insanlar birbirleriyle tanışır, konuşur, arkadaşlıklar, dostluklar oluşur. Urfa'da, birliğin, beraberliğin, sevginin, hoşgörünün tohumu sıra gecesinde atılır, yıllarca süren sıra gecelerinde bu tohum büyür ve ulu bir çınar olur. Bu nedenle Urfa'da sıra gecesi, "sıra arkadaşlığı" çok önemlidir. Yıllarca süren sıralardaki arkadaşlıklar, zamanla yakın dostluklara dönüşür.

"Sıra gecesi" bir halk mektebidir
Urfalı; cemaatle oturup kalkmayı, gelenek ve göreneklerini, adab-ı muaşeret kurallarını, cemaatte konuşmanın adabını, yeri geldiğinde konuşmayı, yeri geldiğinde dinlemeyi, büyüğüne saygıyı sıra gecelerinde öğrenir. Sıra gecelerinde zaman zaman çeşitli kitaplar okunur ve yorumları yapılır. Böylece sıra gecesi; eğiten, öğreten bir halk mektebidir.
sanliurfa tarihi
"Sıra gecesi" nezih bir sohbet ortamıdır,
Sıra gecelerine çağrılan edebiyatçılar, şairler bilim ve din adamları dinlenir, onların bilgilerinden istifade edilir. Menkıbeler, kıssalar, fıkralar anlatılır. Deneyimler aktarılır.

"Sıra gecesi" acıyı ve mutluluğu paylaşmaktır.
Ölüm, düğün gibi birçok acı tatlı olay sıra arkadaşlarınca birlikte paylaşılır.
Sıra arkadaşlarından birinin yakını ölse, diğer arkadaşları cenazenin hazırlanmasından, kaldırılmasına kadar arkadaşlarının yanında olurlar, acısını hafifletmeye çalışırlar. Yine arkadaşlarının düğün, sünnet vb. mutlu gününde yanında olur, mutluluğunu paylaşırlar.

"Sıra gecesi" tanışmaktır, kaynaşmaktır
Sıra geceleri sayesinde insanın çevresi genişler. Sıraya zaman zaman misafirler çağrılır, onlarla tanışılır. Bazı sıra gecelerine bürokratlar da çağrılır, gelen misafirler sıra elamanlarını, sıra elemanları da o bürokratları tanımış olur. Böylece sıra gecesi; tanışmaya, kaynaşmaya ve devlet-halk bütünleşmesine vesile olur.

"Sıra gecesi" bir "halk konservatuarı" dır.
Şanlıurfa'da müziğin gelişmesi ve yaygınlaşmasının en büyük nedeni sıra geceleridir. Bu geceler, usta-çırak geleneğine uygun olarak müziğin öğretildiği ve icra edildiği meşk ortamıdır. Müzikle ilgilenenler bu gecelerde türküyü, gazeli, hoyratı, şarkıyı, makamı, usulü, notayı öğrenir. Müzik terbiyesini burada alır. Bu yönüyle sıra geceleri, bir "halk konservatuarı" dır.

"Sıra gecesi " çok yönlü bir dernektir
Çeşitli hobileri ve özel ilgi alanları olanlar kendi aralarında sıra gecesi grubu oluştururlar. Bu gecelerde sevdikleri konuları konuşur, görüş ve bilgi alışverişinde bulunurlar. Bu yönüyle sıra gecesi; bir dernek gibi fonksiyon üstlenmiş olur.

"Sıra gecesi" bir istişare toplantısıdır.
Şanlıurfa'nın sosyal, kültürel ve ekonomik sorunları sıra gecesinde konuşulur ve tartışılır, çözüm yolları üretilir. önemli birçok konularda kararlar alınır ve uygulanır. Meselâ; Şanlıurfa'nın düşman işgalinden kurtarılması ile ilgili ilk toplantı bir sıra gecesinde yapılmıştır. Bu yönüyle sıra geceleri birer istişare toplantılarıdır.

"Sıra gecesi" bilgilenme toplantılarıdır
Sıra geceleri, ekonomik ve sosyal konuların konuşulduğu, bilgilenme toplantılarıdır. Gündemdeki konular, piyasa ve ticari durum, mevsim mallarının fiyatları, sanayi durumu, yapılan yatırımlar gibi birçok konular sıra gecelerinde konuşulur.

"Sıra gecesi " bir siyaset okuludur
Sıra gecesinde aynı veya değişik siyasi görüş sahibi kişiler bir araya gelebilir. Memleket meseleleri konuşulur, tartışılır bazen de ortak kararlar alınır. Seçim zamanının yaklaştığı günlerde, siyasiler sıra gecelerine katılır ve oradaki insanlara; görüşlerini, planlarını, programlarını anlatarak, sıra gecesi elemanlarının görüşlerini alırlar.

"Sıra gecesi" yardımlaşmadır, dayanışmadır
Sıra geceleri, sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın yoğunlaştığı ve pratiğe dönüştüğü ortamlardır. Sıra gecelerinde cezalardan toplanan paralar, gerektiğinde üzerine de para konularak fakir kimselere yiyecek ve giyecek alımında kullanılır, hayır müesseselerine dağıtılır veya öğrencilere burs olarak verilir.

"Sıra gecesi" geleneklerin yaşatıldığı gecelerdir
Sıra gecelerinde bazen "tolaka" veya " yüzük fincan" oyunu gibi geleneksel oyunlar oynanarak, hoşça vakit geçirilir. Böylece geleneksel oyunlarımız da yaşatılmış olur.

"Sıra gecesi" Şanlıurfa'nın tanıtıldığı gecelerdir
Şanlıurfa'daki veya başka memleketteki Urfalıların sıra gecelerinde, Şanlıurfa gelenekleri, müziği, yemekleri ve tatlıları misafirlere sunulur, böylece Şanlıurfa'nın kültürel ve sosyal tanıtımı yapılır. Bu yönüyle; sıra gecesi bir lobi faaliyeti üslenmiş olur.

"Sıra gecesi" sevgi, barış ve hoşgörü ortamıdır.
Sıra gecelerinde iki aile veya arkadaş arasındaki kırgınlıklar, dargınlıklar istişare edilir ve haklı-haksız belirlenir. Bu kişilerin araları bulunarak barıştırılır. Bu yönüyle sıra geceleri , sevgi, barış ve hoşgörü ortamıdır.

Sıra geceleri;
Arkadaşlıktır, dostluktur, Paylaşmaktır, tanışmaktır, Kırgın olanla barışmaktır, Sevgidir, hoşgörüdür, Fedakârlıkta yarışmaktır,

Sıra geceleri;
Âşıkların saz'a geldiği, Çırakların diz'e geldiği, Ustaların söz'e geldiği, Âriflerin öz'e geldiği, Yüreklerin yanıp köz'e geldiği, Gönül güzelliklerinin göz'e geldiği gecelerdir.

Sıra geceleri;
Ses, saz, söz üstüne sohbettir, Şiirdir, edebiyattır, Musikidir, muhabbettir.

SIRA GECESİ İLE İLGİLİ BİR MAKALE

"SIRA GECESİ" Abuzer AKBIYIK
SIRADAN BİR GECE DEĞİLDİR

"Sıra Gecesi", atalarımızdan bizlere geçen ve halen de yaşayarak sürdürdüğümüz çok güzel bir geleneğimizdir. Bu gelenek son yıllarda Televizyonların çoğalmasıyla medyanın ilgi odağı olmuş, Urfa'ya gelen hemen her programcı "Sıra gecesi' çekimi yapmış, Züğürt ağa, Eşkıya filmleri gibi birçok sinema filminde "Sıra Gecesi" sahneleri kullanılmıştır. Yine Urfa'yı ziyarete gelen guruplara "Sıra gecesi" adı altında geceler tertiplenmektedir.

"Sıra gecesi" Urfa'ya gelen yabancılara Şanlıurfa kültürünün tanıtımına bir araç olmaktadır. Yine Urfa dışında düzenlenen "Sıra Gecesi" programları ve televizyondaki "Sıra Gecesi" programlarıyla birçok kişi Urfa kültürüyle tanışmakta iç içe olmaktadır. Sıra gecesi programları, işin bu yönüyle güzel bir tanıtım aracıdır.

Bazı televizyonlarda ve sinema filmlerinde "Sıra Gecesinin" , sadece müzik icra edilen, çiğköfte yenen bir toplantı olarak tanıtıldığına icra edildiğine, hazırlanan köftenin tavana, oraya buraya atıldığına tanık olmaktayız. Hatta bazı programlarda "Sıra gecesi" içkilerin içildiği bir müzik eğlence gecesi şeklinde sunulmaktadır. Sıra gecesinin, vur patlasın çal oynasın tarzda yapılan kafaların demlendiği "oturak alemleri" gibi geceler olduğu imajı yaratılmaktadır. Bu yanlıştır. Kültürel değerlerimizi yozlaştırmaktır.

Şanlıurfa'da sadece eğlenmek ve içki içmek üzere bir araya gelinen gecelere "Sıra gecesi " değil, "Asbap Gecesi" denir. Düğünden bir gece önce damadın arkadaşları ve çalan söyleyenler bir araya gelir ve hem müzik yaparlar hem de içki içerler. İçki içilmeyen sadece eğlenmek için yapılan Asbap Geceleri de vardır.

Sıra geceleri, Asbap Gecesinden tamamen farklıdır. Sıra gecelerinde içki içilmez. Müzik belli bir makam geleneğine göre yapılır.

Arkadaş gurupları haftada birinin evinde sıra ile olmak üzere bir araya geldikleri için bu gecelere "Sıra gecesi " denilmiştir.

Şanlıurfa'da "Sıra gecesi", "sıradan bir gece" değildir. Sohbetin kültürün edebiyatın müziğin harmanlandığı nezih ortamlardır. Sıra gecelerinde müzik icra edilir, çiğköfte yenir ama müzik ve yemek sıra gecesinin tamamı değil, bir bölümüdür, Amaç; sosyal, kültürel ve dini konularda sohbettir, muhabbettir, dayanışma ve yardımlaşmadır, geleneklerin yaşatılmasıdır.

"Sıra gecesi" Urfa'ya gelen yabancılara Şanlıurfa kültürünün tanıtımına bir araç olmaktadır. Yine Urfa dışında düzenlenen "Sıra Gecesi" programları ve televizyondaki "Sıra Gecesi" programlarıyla birçok kişi Urfa kültürüyle tanışmakta iç içe olmaktadır. Sıra gecesi programları, işin bu yönüyle güzel bir tanıtım aracıdır.

Bazı televizyonlarda ve sinema filmlerinde "Sıra Gecesinin" , sadece müzik icra edilen, çiğköfte yenen bir toplantı olarak tanıtıldığına icra edildiğine, hazırlanan köftenin tavana, oraya buraya atıldığına tanık olmaktayız. Hatta bazı programlarda "Sıra gecesi" içkilerin içildiği bir müzik eğlence gecesi şeklinde sunulmaktadır. Sıra gecesinin, vur patlasın çal oynasın tarzda yapılan kafaların demlendiği "oturak alemleri" gibi geceler olduğu imajı yaratılmaktadır. Bu yanlıştır. Kültürel değerlerimizi yozlaştırmaktır.

Şanlıurfa'da sadece eğlenmek ve içki içmek üzere bir araya gelinen gecelere "Sıra gecesi " değil, "Asbap Gecesi" denir. Düğünden bir gece önce damadın arkadaşları ve çalan söyleyenler bir araya gelir ve hem müzik yaparlar hem de içki içerler. İçki içilmeyen sadece eğlenmek için yapılan Asbap Geceleri de vardır.

Sıra geceleri, Asbap Gecesinden tamamen farklıdır. Sıra gecelerinde içki içilmez. Müzik belli bir makam geleneğine göre yapılır.

Arkadaş gurupları haftada birinin evinde sıra ile olmak üzere bir araya geldikleri için bu gecelere "Sıra gecesi " denilmiştir.

Şanlıurfa'da "Sıra gecesi", "sıradan bir gece" değildir. Sohbetin kültürün edebiyatın müziğin harmanlandığı nezih ortamlardır. Sıra gecelerinde müzik icra edilir, çiğköfte yenir ama müzik ve yemek sıra gecesinin tamamı değil, bir bölümüdür, Amaç; sosyal, kültürel ve dini konularda sohbettir, muhabbettir, dayanışma ve yardımlaşmadır, geleneklerin yaşatılmasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder